OECD Vergi Terimleri Sözlüğü
TANGIBLE PROPERTY | MADDİVARLIKLAR. Fiziksel biçimi olan varlık, örneğin, şahsi eşya, gayrimaddi varlıklardan farklı olarak gayrimenkul. |
TARIFF | TARİFE: Genel bir tanımla, tarife terimi ülkelerin yurt dışı ticari işlemlere (özellikle ithalatta) uyguladığı vergi, gümrük vergisi, resim ve harçlar gibi yükümlülüklerini gösteren liste veya cetveli ifade etmektedir. |
TAX | VERGİ: Verginin OECD tarafından yapılan tanımı, devlete yapılan zorunlu ve karşılıksız ödeme şeklindedir. |
TAX AGENT | MALİ MÜŞAVİR (VERGİ DANIŞMANI): Mükellefin mevzuatta düzenlenmiş vergi ile ilgili yasal yükümlülüklerini yerine getirmesinde yardımcı olan vergi danışmanını ifade eden terim |
TAX AUTHORITIES | VERGİ OTORİTELERİ: Belirli bir ülke, bölge yönetimi ya da yerel otoritenin vergi kanunlarını yürütmekten sorumlu kurum. |
TAX AVOIDANCE | VERGİDEN KAÇINMA: Vergiden Kaçınma (Avoidance) terimine bakınız. |
TAX BASE | VERGİ MATRAHI |
TAX BASIS | VERGİYE ESAS ALINAN TUTAR: ABD’de mükellefin bir varlığa yaptığı yatırım miktarını belirtmek için kullanılan terim |
TAX BILL | VERGİ YASA TASARISI: Bir ülkenin hükümeti tarafından uygun bulunduktan sonra görüşülmek üzere Parlamentoya sunulan vergiyle ilgili konuları düzenleyen yasa tasarısı |
TAX BURDEN | VERGİ YÜKÜ: Kamu maliyesi açısından vergi yükü veya vergi oranı, bir ülkede o yılın gayrisafi milli hâsılasının veya milli gelirinin bir oranı ya da kesiri olarak belirli bir vergilendirme dönemindeki toplam vergi ödemeleri dikkate alınarak hesaplanır. |
TAX CLEARANCE CERTIFICATE | BORCU YOKTUR BELGESİ: Vergi otoritelerince mükellefe ya tüm vergi borçlarını ödediği ya da vergiye tabi olmadığına dair verilen belge. Bazı ülkelerde borcu yoktur belgesinin kişi ülkeyi terk etmeden önce verilmesi zorunludur. |
TAX COMPLIANCE | MÜKELLEFLERİN VERGİYE UYUMU: Mükelleflerin bulundukları ülkenin vergi kanunlarına uyum gösterme (ya da göstermeme) derecesi; örneğin mükelleflerin gelirini beyan etmesi, beyanname vermesi ve vergi borcunu zamanında ödemesi biçimindeki davranışları |
TAX CREDIT | VERGİ İNDİRİMİ: Vergi indirimi (Credit, tax) terimine bakınız. |
TAX DECLARATION | VERGİ BEYANNAMESİ: Beyanname (Return) terimine bakınız. |
TAX DEPOSIT CERTIFICATE | VERGİ ÖDEMEDE KULLANILAN SERTIFİKA: ABD’de gelir veya kurumlar vergisine tabi mükellefler tarafından gelecekte doğacak vergi yükümlülüklerini peşinen ödemek için satın alınabilen sertifika. Vergi borcu sertifika paraya çevrilerek ödenebilmektedir. Ayrıca, Amerikan Gelir İdaresi tarafından önceden yatırılan paraya faiz işletilmektedir. |
TAX EQUALITY | VERGİDE EŞİTLİK: yatay eşitlik: Yatay eşitlik (Horizontal equity) ve dikey eşitlik (Vertical equity) terimlerine bakınız |
TAX EVASION | VERGİ KAÇIRMA: Vergi kaçırma (Evasion) terimine bakınız. |
TAX EXILE | VERGİ KAÇAĞI (KIŞI): Genel olarak, belirli bir ülkede mali açıdan mukim olmasını sağlayan bütün bağlarını kopararak vergisel amaçlarla başka bir otoritenin kaza alanına (jurisdiction) göç eden gerçek ya da tüzel kişi |
TAX EXPENDITURE | VERGI GİDERİ: Bu terim, normal vergi yapısından ayrılan ve belirli bir endüstri, faaliyet ya da mükellef grubunu desteklemek amacıyla gelir vergisi kanunlarıyla getirilen özel ayrıcalıkları ifade eder. |
TAX FORECLOSURE | VERGİ ALACAĞINI GARANTİYE ALMAK İÇİN GAYRİMENKULLER ÜZERİNE KONULAN REHIN: Gayrimenkul üzerinden alınan vergilerin ödenmemesi sonucu gayrimenkul üzerine ihtiyati haciz koyma uygulaması |
TAX FORM | VERGI FORMU: Mükelleflerin vergiye tabi gelirlerini, satışlarını vb. hususları bildirmeleri için özel formlar tasarlanması genel bir uygulamadır. Formlar vergi otoritelerinin verginin tarh edilmesi ve toplanması konusundaki görevlerini kolaylaştırmak amacıyla tasarlanmaktadırlar ve ayrıca, bu tip formlar mükellefin talep edebileceği muafiyet vb. haklar yanında doğru beyanda bulunmasına ilişkin yasal yükümlülüğünü, yanlış veya eksik beyanda bulunması durumunda cezai yaptırım uygulanabileceği yönündeki konulara dikkatini çekmek üzere kullanılmaktadır. |
TAX HAVEN | VERGİ CENNETİ: Vergi cenneti, klasik anlamda düşük vergi oranının uygulandığı veya vergilendirmenin olmadığı bir ülke anlamına gelmektedir ve şirketler tarafından aksi takdirde yüksek oranlı verginin ödeneceği ülkelerde vergiden kaçınmak amacıyla kullanılmaktadır. Vergi cennetleri ile ilgili OECD Raporuna göre vergi cennetleri şu ana özelliklere sahiptir: vergilendirmenin olmaması veya yalnızca nominal vergilerin uygulanması, etkin bilgi değişiminin bulunmaması, yasal veya idari düzenlemelerin yürütülmesine ilişkin şeffaflığın olmaması. |
TAX HOLIDAY | VERGI TATİLİ: Genellikle gelişmekte olan ülkelerde kullanılan bir maliye politikası aracı. Vergi tatili, yeni endüstrilerin geliştirilmesi veya yerel endüstrinin çeşitlendirilmesi amacıyla belirli bir dönem için vergi istisnası sağlar. |
TAX HOME | VERGİSEL AÇIDAN İKAMETGÂH OLARAK KABUL EDİLEN YER: Mükellefinin ailesinin nerede olduğuna bakılmaksızın, düzenli olarak işlerini yürüttüğü veya görevli olduğu yer. |
TAX INFORMATION EXCHANGE AGREEMENT (TIES) | BİLGİ DEĞİŞİMİ ANLAŞMASI: Vergi kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti (trafiği) vb. ile mücadele etme fikrine dayalı olarak hükümetlere vergi ve diğer konularla ilgili bilgi paylaşımı imkânı sağlayan anlaşma |
TAX LAW, SOURCES OF | VERGİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI: Vergi hukukunun temel kaynakları, yasalar veya kanunlar gibi birincil mevzuat ve yönetmelik, tüzük, sirküler, talimatlar gibi ikincil mevzuattan oluşur. Vergi hukukunun temel uluslar arası kaynakları ise ikili veya çok taraflı anlaşmalar ve anlaşmaların yorumlanması için önemli bir kaynak niteliği taşıyan OECD Model Vergi Anlaşması ve ona ilişkin yorumlardır. Bir başka vergi anlaşması modeli ise Birleşmiş Milletler modelidir. |
TAX ON TAX | VERGİNİN VERGİSİ: Vergi dâhil edilerek hesaplanan fiyatlar üzerinden vergi alınması. |
TAX PLANNING | VERGİ PLANLAMASI: Bir kimsenin iş ve özel ilişkilerini vergi yükümlülüğünü en düşük seviyeye çekecek şekilde ayarlaması. |
TAX RELIEF | VERGİYİ HAFİFLETİCİ TEDBİRLER: Hangi yöntemin başarılı olduğuna bakılmaksızın vergi yükümlülüğünü hafifletmek için kullanılan tüm yöntemleri tanımlamaya yarayan genel terim |
TAX RETURN | VERGİ BEYANNAMESİ: Beyanname (Return) terimine bakınız. |
TAX SECRECY | VERGİ MAHREMİYETİ: Genellikle vergi memurlarına getirilen, mükellefin kimlik bilgilerini, özel durumunu veya vergi mükellefiyetiyle ilgili çeşitli hususları kesin olarak belirlenmiş sınırlı sayıdaki durumlar haricinde açıklama yasağı |
TAX SHELTER | 1. VERGİ KORUMACILIĞI: Tamamen yasal olarak benzer faaliyetlere ilişkin olarak BİR KİŞİNİN AKSİ TAKDİRDE ödemek zorunda olacağı vergiden daha az vergi ödemesi için vergiden yapılan bir indirim veya istisnayı kullanma imkânı veya verginin ertelenmesi
2. VERGİDEN KORUNMA: Vergilendirme yükümlülüğünü azaltmak veya vergiden kaçınmak için tasarlanan ve gerçek niteliğe sahip olmayan (uyduruk) uygulamaları kibarca tarif etmek için kullanılan terim |
TAX SPARING CREDIT | ÇİFTE VERGİLENDİRMEDEN KURTARMAYA YÖNELİK GETİRİLEN İNDİRİM: Gelişmekte olan ülkelerin akdettiği çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarında çifte vergilendirmeyi ortadan kardırmak amacıyla yer verilen özel yöntemi ifade etmek için kullanılan terim. Bir ülkenin yabancı yatırımları desteklemek için vergi teşvikleri getirdiği ve ilgili şirketin vergi anlaşması yapılan diğer bir ülkenin mukimi olduğu durumlarda, diğer akit ülke vergi teşviklerini düzenleyen kanun hükümleri nedeniyle vergiden vazgeçilmemiş olsaydı şirketin ilk ülkede ödemesi gereken vergi kadar bir miktarın kendi ülkesinde uygulayacağı vergiden indirim olarak düşülmesine izin verebilir. |
TAX THRESHOLD | VERGİLENDİRME EŞİĞİ: Verginin uygulanmaya başladığı gelir, sermaye, satış vb. düzeyi |
TAX TREATY | ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMASI (VERGİ ANLAŞMASI): İki ya da daha fazla ülke arasında çifte vergilendirmenin önlenmesi için yapılan anlaşma. Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması mukavele, anlaşma veya mutabakat olarak da adlandırılabilmektedir. |
TAX UNIT | VERGİLENDİRME ÖGESİ (BİRİMİ): Vergilendirmenin, tek bir birim olarak değerlendirilen farklı bireyleri ya da bir grup bireyi ayırmaya ilişkin olarak uygulandığı durumlarda kişisel gelir vergisi bağlamında kullanılan terim |
TAX-FREE ZONE | VERGİDEN MUAF BÖLGE: Bir ülkenin sınırları içinde bulunmakla birlikte gümrük ve diğer dolaylı vergi türlerinin uygulanmadığı bölge |
TAXABLE BASE | VERGİ MATRAHI: Vergi oranının uygulandığı şey ya da miktar, örneğin kurum geliri, şahsi gelir, gayrimenkul. |
TAXABLE EVENT | VERGİYİ DOĞURAN OLAY: Bir kimsenin vergi yükümlülüğünü etkileyen (ortaya çıkaran) olayı tanımlamak için kullanılan terim |
TAXABLE PERIOD | VERGİLENDİRME DÖNEMİ: Vergi, vergilendirme dönemi olarak adlandırılan belirli bir zaman dilimine atfedilerek alınmaktadır. Vergilendirme yılı. |
TAXABLE YEAR | VERGİLENDİRME YILI (MALİ YIL): Bir gerçek kişinin veya kurumun vergi yükümlülüğünün hesaplandığı (genellikle 12 aylık)dönem |
TAXATION AT SOURCE | KAYNAKTA VERGİLEME (KESINTI): Stopaj vergisi (Withholding tax) terimine bakınız. |
TAXPAYER IDENTIFICATION NUMBER | VERGİ KİMLİK NUMARASI: Bazı ülkelerde vergi mükelleflerine beyanname verilirken, vergi tarh edilirken ve idare ile mükellef arasındaki tüm işlemlerde kullanılması zorunlu olan bir kimlik numarası verilmektedir. |
TEMPORARY IMPORTATION | GEÇİCİ İTHALAT: Birçok ülke, sınırları içerisinde kısa bir süre bulunan mallar üzerine gümrük vergisi veya işlem vergisi uygulamadan geçici olarak ithal edilmesine imkân tanımaktadır. |
TERRTORIALITY PRINCIPLE | MÜLKİLİK İLKESİ: Bazı ülkeler tarafından uygulanan ve hükümranlık hakkına sahip bir vergi otoritesi ya da ülkenin sadece kendi yetki alanı içinde vergi koyabileceğine ilişkin ilkeyi ifade etmek için kullanılan terim. Bu ilke uyarınca bir ülkede yerleşik kişiler yurt dışından elde ettikleri gelirleri nedeniyle vergiye tabi tutulmazlar. |
THIN CAPITALISATION | ÖRTÜLÜ SERMAYE: Bir şirketin öz sermayesi yabancı kaynaklardan edinilen borçlarından daha küçük ise o şirketin örtülü sermayeye sahip olduğu söylenebilecektir. |
THIN CORPORATION | SERMAYESİ AĞIRLIKLI OLARAK HİSSEDARLARDAN BORÇLANMA YOLUYLA SAĞLANAN ŞİRKET: Sermayesi, hisselerine yapılan yatırımdan çok esas olarak ortaklara borçlardan oluşan şirket |
THREE-FACTOR APPORTIONMENT FORMULA | ÜÇ ETKENLİ DAĞITIM FORMÜLÜ: Belirli bir eyalette tahakkuk etmesi gereken vergiyi tespit etmek için eyalet dışında bulunan kurumların toplam federal ticari kazancını taksim etmek amacıyla ABD’nin birçok eyalet tarafından kullanılan formül. Bu formül, satışlar, varlıklar ve çalışan sayısı şeklindeki üç faktörü eşit olarak dikkate almaktadır. |
TIEA | BİLGİ DEĞİŞİMİ ANLAŞMASI: Bilgi değişimi anlaşması (Tax Information Exchange Agreement) terimine bakınız. |
TIEBREAKER RULE | SORUNA ÇÖZÜM GETİREN EK KURAL: Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları bakımından, bir kişinin her iki akit devlette de tam mükellef sayılmasını engellemek üzere konulmuş anlaşma hükmü. Çifte mukimlik sorununu çözüme kavuşturabilmek için genellikle birden fazla adımdan oluşan bir uygulamaya başvurulacaktır ve bu uygulamada da devamlı oturulan evin bulunduğu yer şeklindeki kriter genelde ilk uygulanabilir kriter olarak dikkate alınacaktır. |
TORT | HAKSIZ FİİL: Oluşan zarar için mahkemenin tazminata karar vereceği sözleşmenin ihlali durumları dışındaki özel nitelikli ve kişisel haksız fiil veya zarar |
TRADE | ZANAAT: Bir iş, zanaat veya meslek. Zanaat, genellikle örneğin marangozluk gibi sürekli olarak yapılan ustalığa dayalı bir el becerisini ifade eder. |
TRADE INTANGIBLE | TİCARİ GAYRİMADDİ VARLIK: Pazarlamaya ilişkin gayrimaddi varlıklardan arasında yer almayan ticari gayrimaddi varlık |
TRADE OR BUSINESS | TİCARET VEYA TICARİ FAALİYET: Menkul kıymet ticaretine yatırımda bulunan yatırımcıların faaliyetleri hariç kar elde etmek amacıyla düzenli ve sürekli olarak sürdürülen faaliyet |
TRADEMARK | TİCARİ MARKA: Yasal olarak tescil edilmiş, belirli bir üretici, işletme veya şirketin mal veya hizmetlerini tanıtan, benzerlerinden ayırt edilebilen isim, kelime, sembol veya tasarım |
TRADITIONAL TRANSACTION METHODS | GELENEKSEL İŞLEM YÖNTEMLERI: Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, yeniden satış fiyatı yöntemi ve maliyet artı yöntemi |
TRANSACTION TAXES | İŞLEM VERGİLERİ: Belirli bir tür işlemi kendisine konu olarak alan vergi; örneğin; satış vergisi, gayrimenkullerin devrinden alınan vergi vb. |
TRANSACTIONAL NET MARGIN METHOD | İŞLEME DAYALI NET KAR MARJI YÖNTEMİ: Mükellefin kontrol altındaki bir işlemden (veya OECD Transfer Fiyatlandırması Rehberinin I. Bölümünde yer alan ilkeler uyarınca toplu olarak değerlendirmeye uygun işlemlerden) maliyetler, satışlar veya varlıklar gibi uygun bir temele dayalı olarak elde ettiği net kâr marjını inceleyen işlemsel kar yöntemi |
TRANSACTIONAL PROFIT METHOD | İŞLEMSEL KAR YÖNTEMİ: Bir ya da birden fazla ilişkili kişinin taraf olduğu belirli bir kontrollü işlemden elde edilen kârı inceleyen transfer fiyatlandırması yöntemi |
TRANSFER PRICING | TRANSFER FİYATLANDIRMASI: Transfer fiyatı, bir şirketin mal, hizmet veya gayrimaddi varlıkların satışı ya da devri karşılığında bağlı kuruluşuna veya diğer bir ilişkili kişisine uyguladığı fiyat ya da bedeldir. Transfer fiyatlandırmasının kötüye kullanılması, vergilendirilebilir geliri azaltmak amacıyla gelir ve giderlerin uygunsuz olarak dağıtıldığı durumlarda ortaya çıkar. |
TRANSFER PRICING ADJUSTMENT | TRANSFER FIYATLANDIRMASI DÜZELTMESİ: İlişkili kişiler arasında gerçekleştirilen kontrollü bir işlemde kullanılan transfer fiyatının doğru olmadığının tespit edilmesinden sonra veya kar dağıtımının emsallere uygunluk ilkesine aykırı olduğunun tespit edilmesi sonucunda vergi otoriteleri tarafından gerçekleştirilen düzeltme (tarhiyat) |
TRANSFER TAX | İNTİKAL VERGİSİ: Malların ve hakların devri üzerinden alınan vergi; örneğin menkul kıymetlerin veya gayrimenkul malların alım ve/veya satımı üzerinden |
TRANSPORTATION TAX | NAKLİYAT VERGİSİ: Devlet tarafından işletilen kara yolları, nehirleri ve havaalanlarını kullanan nakil vasıtaları, gemiler ve uçaklardan alınan vergi. |
TREATY ON EUROPEAN UNION (EU) | AVRUPA BIRLIĞI (AB) ANTLAŞMASI: Avrupa Birliği Antlaşması 7 Şubat 1992’de imzalanmış ve 1 Kasım 1993’te yürürlüğe girmiştir. Bu antlaşma, birlik için ekonomik ve parasal bir birlik sağlamaktadır. Birliğin temel özelliği tek bir para birimini kullanmak ve daha federal bir politik yapı oluşturmaktır. AB Antlaşması ile eski Avrupa Ekonomik Topluluğu, Avrupa Birliği içerisinde tek bir pazar oluşturmak amacıyla ilave amaçlar ve güçler tesis edilerek genişletilmiştir. Avrupa Birliği’nin üyeleri Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Portekiz, İspanya, İsveç ve İngiltere’den oluşmaktadır. 2 Mayıs 2004’te Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Malta, Polonya, Slovakya ve Slovenya birliğe katılmıştır. (2007’de ise Romanya ve Bulgaristan birlik üyesi olmuştur.) |
TREATY OVERRIDE | ÖNCEKİ ANLAŞMA HÜKÜMLERİNİN GEÇERSİZ KILINMASI/VERGI ANLAŞMASI HÜKÜMLERININ İÇ MEVZUAT HÜKÜMLERINE GÖRE ÖNCELİKLE UYGULANMASI: Bu terim genellikle önceki anlaşma hükümlerinin sonradan yenilenen hükümleri ile çeliştiği durumlar için kullanılmaktadır. Genel bir kural olarak, yurt içinde yürürlüğe giren vergi anlaşmasının hükümleri iç mevzuata göre öncelik taşımaktadır. Ancak, bazı ülkelerde anlaşma ile ilgili münasebetler “son gelen hüküm öncekini yürürlükten kaldırır kuralı”na göre yürütülmektedir |
TREATY SHOPPING | ANLAŞMA HÜKÜMLERİNDEN FAYDALANARAK AVANTAJ SAĞLAMA: Belirli bir vergi anlaşmasından avantaj sağlamak amacıyla, uluslararası bir işlemi ya da faaliyete şekil vermek için anlaşma hükümlerinin analizi. Bu terim genellikle, anlaşmaya taraf olan her iki ülkede de tam mükellef olmayan bir gerçek kişinin anlaşma hükümlerinden faydalanarak avantaj sağlamak için bu iki ülkeden birinde işyeri açtığı durumları açıklamak için kullanılır. |
TRUST | YEDİEMİN ANLAŞMASI: Bir varlığın sahibinin (örneğin bağışta bulunan kişi), belirlenmiş kişi ya da kişilerin (örneğin hak sahipleri) faydalanması için varlık sahibinin talimatlarına göre varlığı elinde tutan ve yöneten kişiye ya da kişilere (örneğin yediemine) devrini düzenleyen yasal bir sözleşmedir. Aktarılan malın yasal anlamdaki mülkiyeti, hak sahiplerine ait olmakla birlikte söz konusu mal yediemine devredilir. |
TRUSTEE | YEDİEMİN (KAYYUM): Yediemin anlaşması (Trust) terimine bakınız. |
TURNKEY CONTRACT | ANAHTAR TESLIM SÖZLEŞME: Genel anlamada, örneğin bir fabrika, atölye veya tesisin çıplak arsadan kullanıcının yalnızca anahtarı çevirerek kullanmaya başlayabileceği aşamaya getirilecek şekilde bütün bir projenin inşa edilmesi için düzenlenen sözleşme. |
TURNOVER | CİRO: Bir işletmenin kâr veya zarar hesaplarında gösterilen iş hacmi. Ciro, genellikle örneğin kurum tarafından sağlanan mal veya hizmetlerin satışından elde edilen brüt hâsılat veya gayrisafi hâsılat referans alınarak hesaplanmaktadır. |
TURNOVER TAX | MUAMELE VERGİSİ: Farklı tüketim türleri üzerinden alınan vergilere ve satış vergilerine atıfta bulunmak için kullanılan genel terim |
All intellectual property and legal rights of OECD Glossary of Tax Terms are owned by Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD).
OECD Glossary of Tax Terms is translated into Turkish by Ramazan Biçer, a partner at Centrum Consulting but it does not reflect the official translation.
Copying, duplicating, publishing and releasing of OECD Glossary of Tax Terms without official and prior permission by OECD mean that OECD's intellectual property and legal rights are violated.
OECD Glossary of Tax Terms is translated into Turkish by Ramazan Biçer, a partner at Centrum Consulting but it does not reflect the official translation.
Copying, duplicating, publishing and releasing of OECD Glossary of Tax Terms without official and prior permission by OECD mean that OECD's intellectual property and legal rights are violated.