Sizi Arayalım
2023 Yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde Dikkat Edilmesi Gereken Önemli Hususlar

MAKALE: 08.05.2024/01

2023 Yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde Dikkat Edilmesi Gereken Önemli Hususlar

Centrum Türkiye Yönetici Ortağı Sn. Dr. Burçin Gözlüklü'nün hazırladığı bu makalede, 2023 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesi'nde dikkat edilmesi gereken önemli hususlar ele alınmaktadır. Kurumlar vergisi oranındaki değişikliklerden, ihracat kazançlarına uygulanan indirimlere, yatırım fonları ve yurtdışı iştirak kazançlarına yönelik yeni istisna kurallarına kadar geniş bir yelpazede bilgi sunulmaktadır. Bu kapsamlı çalışma, vergi dönemi süresince mükelleflerin karşılaşabileceği değişiklikleri ve fırsatları detaylı bir şekilde incelenmektedir.

26.04.2024'te yayımlanan Centrum Time dergimizin 17. sayısında yer alan bu makalemize ve diğer içeriklere buradan ulaşabilirsiniz.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 14. maddesine göre, 2023 hesap dönemi içerisinde elde edilen kurum kazançları, 30.04.2024 tarihine kadar, mükelleflerin bağlı oldukları vergi dairesine beyan edilmesi gerekmektedir.

Türk vergi mevzuatı dinamik bir yapıda olup sürekli değişikliklere uğradığı için her kurumlar vergisi beyanname döneminde bazı hatırlatmaları yapmak icap etmektedir. Çalışmamızda bu kapsamda, kurum kazançlarının vergilendirilmesi, indirim ve istisnalar ile kurumlar vergisi beyannamesinin doldurulması başta olmak üzere özelliği olan bazı konularda kısa açıklamalar yapılacaktır.

Kurumlar Vergisi Oranı ve İhracat Kazançlarına Uygulanacak İndirimli Orandaki Değişiklik

15.07.2023 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7456 sayılı Kanun ile, bir taraftan kurumlar vergisi oranı 5 puan artırılırken (Başta finans kuruluşları olmak üzere, belirli bazı kurumlarda %25’ten %30’a, diğer kurumlarda %20’den %25’e), bir taraftan da ihracattan elde edilen kazançlara uygulanan kurumlar vergisi indirimi 1 puandan 5 puana çıkartılmıştır.

Değişiklik, kurumların 01.01.2023 tarihi itibarıyla elde edilen kazançlarına uygulanmak üzere, yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

İlk düzenlemede ve 7456 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik sonrasında sadece ihracat yapanlar bu indirimden yararlanırken, 7491 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle, 01.01.2023 tarihinden itibaren aracılı ihracat sözleşmesine dayanarak imalatçı veya tedarikçi kurumların, dış ticaret sermaye şirketleri veya sektörel dış ticaret şirketleri üzerinden gerçekleştirdikleri ihracat faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlarına da bu indirimin uygulanması sağlanmıştır.

1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Tebliğinde, üretilen ürünlerin ihraç edilmesi halinde elde edilen kazancın üretimden elde edilen kazanç olarak değerlendirileceği hükmü yer almaktadır. Ancak söz konusu hüküm ihracat ve imalat faaliyetlerinin her ikisi için de 1 puanlık indirim geçerliyken getirilmiş olup mükerrer indirimin önlenmesi amaçlanmıştır. İhracat faaliyetlerine 5 puanlık indirim getirilmesinden itibaren söz konusu hüküm, mükellefin lehine olarak yorumlanması ve üretilen ürünlerin ihraç edilmesi halinde elde edilen kazancın ihracattan elde edilen kazanç olarak 5 puanlık indirimden yararlanması gerekmektedir. 

KKM Hesaplarından Elde Edilecek Kazançlarda İstisna Uygulaması

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 14. maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında, kurumların 31 Mart 2022 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını 30 Haziran 2024 tarihine kadar Türk lirasına çevirerek mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda, söz konusu hesapların dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere, vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlara kurumlar vergisi istisnası uygulanmaktadır.

Maddeye göre Cumhurbaşkanı’nın bu istisnayı, 30.06.2024 tarihine kadar her bir geçici vergi veya yıllık hesap dönemleri sonu itibarıyla kurumların bilançolarında yer alan yabancı paralar için ayrı ayrı veya birlikte uygulatma konusunda yetkisi var.

Cumhurbaşkanı bu yetkisini, 30.06.2022 tarihinden 30.06.2023 tarihine kadar her üç aylık dönem sonları itibariyle kullandı. En son 29.07.2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7408 sayılı Karar ile, 30.06.2023 tarihli bilançolarda yer alan yabancı paraların, 2023 yılı sonuna kadar Türk Lirası’na dönüştürülmesi ve dönüşümle elde edilen Türk lirası varlığın mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirilmesi durumunda, bu hesapların dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dahil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançların kurumlar vergisinden istisna tutulması sağlandı.

Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan süre uzatımı neticesinde geçici 14. maddenin 4. fıkrası kapsamında 2023 yılının ilk 2 geçici vergi döneminin sonu itibarıyla bilançolarda bulunan yabancı paraların KKM hesaplarına yatırılması sonucu elde edilen kazanca istisna uygulanması, ancak 2023 yılının son 2 çeyreğinin sonu itibarıyla bilançolarda bulunan yabancı paraların KKM hesaplarına yatırılması sonucu elde edilen kazanca istisna uygulanmaması gerekmektedir.

Yatırım Fonlarından Elde Edilen Kazançlara Uygulanacak İstisna

5520 sayılı Kanunun 5/1-a bendinde yer alan, Girişim sermayesi yatırım fonları dışındaki yatırım fonları katılma paylarından elde edilen kâr payları, katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler ve bu katılma paylarının değerlemesinden kaynaklanan değer artış kazançları için uygulanan kurumlar vergisi istisnasına 7456 sayılı Kanunla son verilmiş olup, yapılan değişiklik, 15.07.2023 tarihinden itibaren iktisap edilen yatırım fonu katılma payları için uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Yurtdışı İştirak Kazançlarına Uygulanacak İstisna

Kurumlar vergisi kanununun 5/1-b bendine göre aşağıdaki şartların mevcudiyeti halinde yurt dışı iştiraklerden elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna olduğu hükmü yer almaktadır,

  • İştirak payını elinde tutan şirketin, yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az % 10'una sahip olması,
  • Kazancın elde edildiği tarih itibarıyla iştirak payının kesintisiz olarak en az bir yıl süreyle elde tutulması (Rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle veya yurt dışı iştirakin iç kaynaklarından yapılan sermaye artırımları nedeniyle elde edilen iştirak payları için sahip olunan eski iştirak paylarının elde edilme tarihi esas alınır.),
  • Yurt dışı iştirak kazancının kâr payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergiler dahil iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az % 15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması; iştirak edilen şirketin esas faaliyet konusunun, finansal kiralama dahil finansman temini veya sigorta hizmetlerinin sunulması ya da menkul kıymet yatırımı olması durumunda, iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az Türkiye'de uygulanan kurumlar vergisi oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması,
  • İştirak kazancının, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye'ye transfer edilmesi.

28.12.2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7491 sayılı Kanunla yapılan bir düzenlemeyle, yukarıda sayılan koşullar aranmaksızın; iştirak payını elinde tutan şirketin yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az %50 sine sahip olması ve kazancın elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye'ye transfer edilmesi koşullarıyla, yurt dışı iştiraklerden elde edilen iştirak kazançlarının %50’sinin kurumlar vergisinden istisna tutulması hükmü eklenmiştir.

Bu hükümle birlikte, %15 vergi yükü taşımayan yurtdışı iştirak kazançları dolayısıyla da istisnadan yararlanmak mümkün hale gelmiştir. Söz konusu düzenleme 01.01.2023 tarihi itibarıyla yürürlüğe girdiği için 2023 yılı beyannamesinde söz konusu kazançlara istisna uygulanması mümkün bulunmaktadır.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına aktarılan kazançlar, başka bir koşul aranmaksızın kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. 

İstisnadan yararlanmak için, yurt dışında yapılan kapsamdaki işlerden sağlanan kazançların Türkiye’ye getirilmesi zorunluluğu yoktur. Kazancın Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi yeterlidir.

Taşınmaz Kazanç İstisnası

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e bendi çerçevesinde, taşınmaz satışından elde edilen kazancın %50’si kurumlar vergisinden istisna iken, 15.07.2023 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 7456 sayılı Kanun ile, bu tarihten itibaren iktisap edilen taşınmazların satışından elde edilen kazançlarda istisna uygulamasına son verilmiştir. Bu tarihten daha önce iktisap edilen taşınmazların, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra satışında uygulanan istisna oranı %25 olarak belirlenmiştir.

Bu değişiklik doğrultusunda, 2023 yılında taşınmaz satışından elde edilen kazanç için uygulanan istisna, satış tarihine bağlı olarak iki farklı oran kullanılarak hesaplanabileceği gibi 7456 sayıl Kanunun yürürlük tarihinden sonra yapılan alımların satışında istisna uygulanmayacaktır.

Götürü Gider Uygulaması

Gelir Vergisi Kanunun 40/1. Bendinin parantez içi hükmüne göre, “İhracat, yurt dışında inşaat, onarma, montaj ve taşımacılık faaliyetlerinde bulunan mükellefler, bu bentte yazılı giderlere ilaveten bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hâsılatın binde beşini aşmamak şartıyla yurt dışındaki bu işlerle ilgili giderlerine karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları giderleri de indirebilirler” hükmü bulunmaktaydı.

28.12.2023 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 7491 sayılı Kanun ile, ihracat, yurt dışında inşaat, onarma, montaj ve taşımacılık işleriyle uğraşanalar için öngörülen götürü gider uygulaması kaldırılmıştır.

Değişiklik, 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yürürlüğe girmiş olup bu düzenleme gereği, götürü gider uygulaması Nisan ayında verilecek kurumlar vergisi beyanlarında son defa uygulanacaktır.

Kanun hükmü hakkında idare ile yargı mercileri arasında ihtilaf bulunmaktadır. Gelir idaresi tarafından verilen özelgelerde götürü giderden yararlanmak için fiilen bir harcama yapılması ve bunun muhasebe kaydıyla kanıtlanması gerektiği, yargı mercilerince verilen mahkeme kararlarında ise muhasebe kaydı şartının bulunmadığı belirtilmektedir. Fiilen kayıtlarınız da belgesiz gider şeklinde bir harcama görülmese bile ihracat tutarlarının %05’i kadar bir tutarı 2023 beyanında indirim olarak dikkate alabiliyor olmalıydık, ancak idarenin görüşlerine göre bu durum mümkün bulunmamaktadır.

Götürü gider uygulamasından yararlanan mükelleflerin herhangi bir muhasebe kaydı yapmamaları durumunda beyanname üzerinde indirilememesine bağlı olarak fazladan ödenen verginin iade edilmesi gerektiğine dayanarak ihtirazi kayıtla beyanname vermeleri mümkündür.

İştirak Hissesi Alımıyla İlgili Finansman Giderleri

12.03.2023 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 7440 sayılı Kanunla, Kurumlar Vergisi Kanununun 5. maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklikle, iştirak alımıyla ilgili finansman giderlerinin, kanunun 19. maddesi kapsamında yapılan devir işlemleri sonrasına isabet eden kısmının da devralan şirkette gider olarak dikkate alınabilmesi sağlanmıştır.

Düzenleme, 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yürürlüğe girmiştir. Bu düzenleme gereği, 2023 yılı kurum kazancının tespitinde, iştirak alımıyla ilgili finansman giderlerinin devir sonrasına isabet eden kısmının gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Matrah Artırımı Yapılan Dönemlere Ait Geçmiş Yıl Zararları

12.03.2023 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 7440 sayılı Kanun ve diğer matrah artırım kanunlarına istinaden matrah artırımı yapılan hesap dönemlerine ait olan geçmiş yıl zararları, 2023 yılı beyannamesinde mahsup edilirken %50 oranında dikkate alınması gerekmektedir. 2022 yılına ilişkin matrah artırımı yapılmış olması durumunda bu yıla ilişkin varsa zararın tamamı 2023 yılı beyannamesinde indirim konusu yapılamayacaktır.

Depremzedelere Yapılan Bağış ve Yardımlar

Bilindiği üzere 2023 yılı içerisinde ülkemizde gerçekleşen elim deprem faciasından sonra yardım seferberliği başlamış, deprem bölgesine nakdi ve ayni bağışlar yapılmıştı. Söz konusu bağışların

  • Cumhurbaşkanlığı tarafından başlatılan yardım kampanyasına istinaden Afad aracılığıyla nakdi ve ayni yapılması halinde, dönem içerisinde KKEG yazılacak olup kazancın bulunması halinde 10/1-e bendi kapsamında yardımın tamamının indirilmesi,
  • Kamu kurumları, kamuya yararlı dernek ve vergiden muaf vakıflara yapıldıysa, dönem içerisinde KKEG yazılacak olup kazancın bulunması halinde 10/1-b kapsamında kurum kazancının %5’i
  • Kızılay ve Yeşilay’a nakdi bağış yapıldıysa dönem içerisinde KKEG yazılacak olup kazancın bulunması halinde 10/1-f bendi kapsamında tamamının indirilmesi mümkün bulunmaktadır.

Finansman Gider Kısıtlaması ve Örtülü Sermaye Hesabı

2023 yılı finansman gider kısıtlaması ve örtülü sermaye hesabında, enflasyon düzeltmesi öncesi bilançonun dikkate alınması gerekmektedir. Aynı şekilde sabit kıymetler için ayrılacak amortismanlarında 31.12.2023 tarihi için yapılacak enflasyon düzeltmesi öncesi değerler üzerinden ayrılması gerekmektedir.

Hizmet İhracından Elde Edilen Kazançlara İndirim Uygulaması

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/1-ğ maddesi uyarınca, Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye'de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi ve ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50’si beyanname üzerinde indirim konusu yapılabilmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Diğer İndirimler” başlıklı 10. maddesinde yapılan değişiklikle, bu hizmetlerden elde edilen kazançlara indirim uygulanabilmesi için, kazancın tamamının, elde edildiği takvim yılına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi şartı getirilmekte ve indirim oranı %80’e çıkarılmıştır. Diğer tarafta, kazancın tamamının Türkiye’ye getirilmemesi halinde hiçbir indirimden yararlanılamayacağı gözden kaçırılmamalıdır.

Söz konusu değişiklik, 01.01.2023 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere, Resmi Gazete’de yayımlandığı 28.12.2023 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla, 2023 yılında elde edilen söz konusu gelirler nedeniyle indirimden yararlanabilmek için ilgili kazançların 25.04.2024 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmesi gerekmektedir.

Sanayi Sicil Belgesini Haiz İmalatçılar ve Ar-Ge Faaliyetiyle Uğraşan Mükelleflerin Amortismanları

213 sayılı Vergi Usul Kanununun Geçici 31. Maddesine göre, 17/4/1957 tarihli ve 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununa göre sanayi sicil belgesini haiz mükelleflerce münhasıran imalat sanayiinde veya 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu, 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ve 3/7/2014 tarihli ve 6550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamında faaliyette bulunan mükelleflerce münhasıran Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde kullanılmak üzere, 2019 takvim yılı sonuna kadar iktisap edilen yeni makina ve teçhizat ile aynı tarihe kadar yatırım teşvik belgesi kapsamında iktisap edilen yeni makina ve teçhizat için uygulanacak amortisman oran ve süreleri, Maliye Bakanlığınca bu Kanunun 315 inci maddesine göre tespit ve ilan edilen faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınmak suretiyle hesaplanabilir.

Vergi Usul Kanunu’nun geçici 30. maddesi uyarınca, sanayi sicil belgesini haiz mükelleflerce münhasıran imalat sanayiinde veya Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde bulunan mükelleflerce bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere ya da yatırım teşvik belgesi bulunan mükelleflerce bu belge kapsamında 31.12.2023 tarihine kadar iktisap edilen yeni makina ve teçhizat için uygulanacak amortisman oran ve süreleri, mevcut faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınmak suretiyle hesaplanabilmektedir.

Bu şekilde yapılacak hesaplamada faydalı ömür süresinin küsuratlı çıkması halinde, çıkan rakam bir üst tam sayıya tamamlanmak suretiyle ilgili kıymetlere uygulanacak amortisman oran ve süreleri belirlenir. Bu şekilde belirlenen oran ve süreler izleyen yıllarda değiştirilemez.

7491 sayılı Kanun ile, Vergi Usul Kanunu’nun geçici 30. maddesinde yapılan değişiklikle, 31.12.2023 tarihinde sona eren bu uygulamanın süresi 31.12.2024 tarihine kadar uzatılmıştır.

Buna göre, sanayi sicil belgesini haiz mükelleflerce münhasıran imalat sanayiinde veya Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde bulunan mükelleflerce bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere ya da yatırım teşvik belgesi bulunan mükelleflerce bu belge kapsamında 2023 yılında iktisap edilen yeni makina ve teçhizat için Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan Tebliğlere göre tespit ve ilan edilen faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınmak suretiyle hesaplanabilir. Bu uygulamanın aynı zamanda hızlandırılmış amortisman uygulamasından faydalanmaya engel olmadığını ifade etmekte fayda görüyoruz.

İşletmeden Çekilen Enflasyon Düzeltme Farkları

Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesinde yer alan düzenlemelere göre, pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulması gerekmektedir. Ancak özsermaye kalemlerine ait enflasyon düzeltme farkları, düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilmekte veya sermayeye ilave edilebilmekte, bu işlemler de kâr dağıtımı sayılmamaktadır.

Bu nedenle enflasyon düzeltmesi neticesinde yapılacak olan mahsup işlemlerinde azami dikkat edilmesi gerekmektedir. Özsermaye kalemlerine ait fark hesaplarının düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararları yerine cari yıl zararı ile veya düzeltme sonucu oluşmayan geçmiş yıl zararına mahsup edilmesi halinde hem kurumlar vergisi hem de stopaj uygulamasına maruz kalınacağına dair özelgeler bulunmaktadır.

Yabancı Ülkelerde Ödenen Vergilerden Mahsup Edilecek Kısım

Tam mükellefler tüm kazançları üzerinde vergilendirildikleri için yabancı ülkelerde ödedikleri vergilere ilişkin kazancı Türkiye'deki genel sonuç hesaplarına intikal etmeleri şartıyla yurt dışında ödedikleri vergileri kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde mahsup edebilmektedirler. Ancak mahsup edilemeyen kısım iade edilememektedir. Bu mahsup hakkı izleyen üçüncü hesap dönemi sonuna kadar kullanılabilecektir.

Diğer taraftan, yurt dışında elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmiş olması halinde, bu kazançlar üzerinden yurt dışında ödenen vergilerin yurt içinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi mümkün değildir. Yurt dışında ödenen vergiler, Kurumlar Vergisi Kanununa göre hesaplanan kurumlar vergisinden öncelikle mahsup edilecek olup, mahsup tutarını geçen bir vergi olması halinde iadesi mümkün bulunmamaktadır. İzleyen 3 hesap dönemi içinde mahsup edilemeyen yurt dışında ödenen vergiler Gelir İdaresinin vermiş olduğu özelgelerde KVK 11/1-d maddesini dayanak göstererek KKEG olarak dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.

Ayrıca mahsup edilebilecek yurt dışında ödenen kurumlar vergisi ve benzeri vergiler, hiçbir surette yurt dışında elde edilen kazançlara Türkiye'de uygulanan kurumlar vergisi oranının uygulanmasıyla bulunacak tutardan fazla olamayacaktır. Dolayısıyla mahsup edilecek vergi tutarının, en fazla yurtdışı kazançlar için hesaplanan kurumlar vergisi tutarını aşmamasına dikkat edilmelidir.

Sonuç

Kurumlar vergisi beyannamesinin yasal düzenlemelere paralel olarak ihtiyaç duyulan bilgileri ihtiva edecek şekilde düzenlenmesine ve mümkün olduğu ölçüde basitleştirilmesini sağlamak amacıyla Maliye Bakanlığına yetki verilmiş Maliye Bakanlığı bu yetkiyi kullanarak verilecek beyannamenin şekil ve ihtivasını belirlemiştir. Mükelleflerin Maliye Bakanlığı’nın kendisine verilen yetkiyi kullanarak belirlediği verilecek beyannamenin şekil ve ihtivasının aksine bir bildirimde bulunmaları usulsüzlük veya vergi zıyaına sebebiyet verebileceği açıktır.

Bu sebeple hesap dönemi içinde mükelleflerin yasal defter ve belgelerine yansıttıkları tüm kayıt ve işlemlerine ilişkin beyannamelerin doğru şekilde verilebilmesi için yukarıda izah edilen hususlarda mükelleflerin azami derecede dikkat etmeleri gerekmektedir.