DUYURU: 20.07.2020/129
Yargı mercilerince her yıl 20 Temmuz ile 31 Ağustos tarihleri arasında çalışmalara ara verilmesi anlamına gelen adli tatil (“çalışmaya ara verme”) uygulaması, yasal dayanağını;
- Hukuk işiyle ilgilenen daireler için Hukuk Muameleleri Kanunu’nun (HMK) 102. maddesinden,
- Ceza işleriyle ilgilenen daireler için Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 331. maddesinden,
- İdari yargı işleriyle ilgilenen daireleri için ise İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) 61. maddesinden
almaktadır.
İstisnai bazı durumlar haricinde, adli tatil süresince davalara bakılmaz ve bilirkişilerin atanması gibi diğer işlerle uğraşılmaz. Ayrıca, çalışmaya ara verme süresi içinde;
- Yürütmenin durdurulmasına ve delillerin tespitine ait işler ile
- Kanunen belli süre içinde karara bağlanması gereken işlerin
görülmesi için yeteri kadar nöbetçi mahkeme kurulur. (İYUK md. 62)
Vergi davalarının da dahil olduğu İYUK’un 8/3. maddesine göre, bu kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır. Bu hükmün kapsamına, idari ve vergi davalarının açılma süreleri, bu davalara taraf olan idarenin veya davacıların cevap süreleri, dilekçenin reddi nedeniyle davaların açılmamış sayıldığı durumlarda ilgili dilekçelerin yenilenme süreleri, itiraz veya temyiz süreleri ile karar düzeltme süreleri girmektedir. Buna göre, söz konusu işlemlere ilişkin sürelerin son gününün çalışmaya ara verme dönemine rastlaması durumunda, bu süreler adli tatilin bitimini müteakip yedi gün uzayacaktır. Dikkat edileceği üzere, İYUK’un yukarıda belirtilen 8/3. maddesinde “bu kanunda” tabi kullanılmış, diğer bir deyişle İYUK’ta belirtilen sürelerden söz edilmiştir. Buna göre, bitiş tarihi ara verme süresine rastladığı için ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacak olan süreler, İYUK’ta düzenlenmiş olan sürelerdir. Vergi yargılamasına ilişkin olup İYUK dışındaki kanunlarda düzenlenmiş olan sürelerin İYUK’un 8/3. maddesinde yer alan süre uzatımından faydalanıp faydalanmayacağı hususu tartışmaya açıktır.
Özellikle ödeme emrine karşı açılan veya açılacak olan davaların adli tatil kapsamına girip girmediği noktasında, hem idare hem de yargı nezdinde farklı görüşler bulunmaktadır. Ödeme emrine karşı açılacak olan davalarla ilgili süreler “6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun”da yer almakta olup, bu sürenin sonunun adli tatile rastlaması halinde süre uzatımının söz konusu olup olmayacağı konusunda anılan Kanunda herhangi bir hüküm yer almamaktadır. Bu itibarla, ödeme emrine karşı açılacak olan davalarda, 15 günlük dava açma süresinin son günü adli tatile denk gelse dahi, sözü edilen 15 günlük normal süre içerisinde dava açılmasının tercih edilmesini önermekteyiz. Aksi halde, dava süresinin geçirildiği gerekçesiyle, esasın incelemesine geçilmeksizin açılan davanın usul yönünden reddedilmesi durumuyla karşılaşılabilecektir.
Saygılarımızla.