Sizi Arayalım
Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair 18 Seri No.lu Tebliğ Yayımlanmıştır

DUYURU: 27.05.2021/79

Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair 18 Seri No.lu Tebliğ Yayımlanmıştır

25.05.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 18)”de; - Finansman gider kısıtlaması uygulaması, - Sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetleri veya ortaklık paylarında tevkifat uygulaması, - Borsa İstanbul Pay Piyasasında ilk defa işlem görmek üzere en az %20 oranında halka arz edilen kurumlarda kurumlar vergisi oranının 2 puan indirimli uygulanması ve - Kurumların 2021 ve 2022 yılı kazançlarında uygulanacak kurumlar vergisi orana ilişkin açıklamalar yer almaktadır.

25.05.2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan “Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1)’de Değişiklik Yapılmasına Dair 18 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Tebliği” ile 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde yapılan düzenlemeler ile;

  • 2021 yılı kazançlarından başlayarak uygulamaya giren finansman gider kısıtlaması uygulaması,
  • Tam mükellef sermaye şirketlerinin kendi hisselerini satın almaları (hisse geri alımları) durumunda yapılacak olan tevkifat uygulaması,
  • Borsa İstanbul Pay Piyasasında ilk defa işlem görmek üzere en az %20 oranında halka arz edilen kurumlarda kurumlar vergisi oranında yapılacak olan 2 puanlık indirim ile
  • Kurumlar vergisi oranının 2021 yılında %25, 2022 yılında %23 olarak uygulanması

konularında açıklamalar yapılmıştır.

Sözü edilen Tebliğin Resmi Gazete’de yayımlanan orijinal haline bu link üzerinden ulaşabilirsiniz.

İşbu Duyurumuzun izleyen bölümlerinde, yukarıda belirtilen “Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1)’de Değişiklik Yapılmasına Dair 18 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Tebliği” ile ilgili detaylı açıklamalarımız yer almaktadır.

FİNANSMAN GİDER KISITLAMASI UYGULAMASI

15.06.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6322 sayılı Kanun ile 01.01.2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11/1. maddesine eklenen (i) bendiyle; kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10'unu aşmamak üzere Cumhurbaşkanınca kararlaştırılan kısmı kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak kabul edilmişti.

Ayrıca, bu oranı sektörler itibarıyla farklılaştırmaya Cumhurbaşkanı, bendin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştı.

Cumhurbaşkanı bu yetkisini 04.02.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla kullanmış olup, bu Kararda 01.01.2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere, söz konusu gider ve maliyet unsurlarının %10’unun kurum kazancının tespitinde indiriminin kabul edilmeyeceği düzenlenmişti. (05.02.2021 tarihli, 21 sayılı Duyurumuz)

Dolayısıyla, yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşmış olan kurumlar vergisi mükellefleri, aşan kısımla sınırlı olmak üzere, yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kar payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’luk kısmını, kurum kazancının tespitinde KKEG olarak dikkate alacaktır. Öz kaynak tutarını aşan yabancı kaynaklara ilişkin olarak faiz, komisyon, vade farkı, kar payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurlarından, yatırımın maliyetine eklenmiş olan yabancı kaynaklardan doğan gider ve maliyet unsurları ise %10’luk bu kısıtlamaya tabi tutulmayacaktır.

Gider kısıtlaması uygulamasında;

Kredi kuruluşu: 5411 sayılı Kanun kapsamında tanımlanan mevduat ve katılım bankalarını,

Finansal kuruluş: 5411 sayılı Kanunda kredi kuruluşları dışında kalan ve sigortacılık, bireysel emeklilik veya sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunmak veya bu Kanunda yer alan faaliyet konularından en az birini yürütmek üzere kurulan kuruluşlar ile kalkınma ve yatırım bankaları ve finansal holding şirketlerini,

Finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri: 6361 sayılı Kanunun ilgili maddelerinde yer alan sözleşmelere uygun olarak faaliyette bulunan şirketleri,

Finansman giderleri: Yabancı kaynağın kullanım süresine bağlı olarak doğan her türlü faiz, komisyon, vade farkı, kar payı, kur farkı, faktoring kuruluşlarına verilen iskonto bedelleri ve benzeri adlar altında yapılmış olan gider ve maliyet unsurlarını,

Yabancı kaynaklar: Bilançonun kısa vadeli yabancı kaynaklar ve uzun vadeli yabancı kaynaklar toplamını,

Yatırım: İlgili duran varlık kullanılmaya hazır hale gelinceye kadar yatırım projelerine ilişkin olarak “yapılmakta olan yatırımlar” hesabında izlenen tutarlar da dahil olmak üzere her türlü (teşvik belgeli veya belgesiz) amortismana tabi iktisadi kıymetleri

ifade etmektedir.

Finansman gider kısıtlaması uygulaması (gelir vergisi mükellefleri dahil) bilanço esasına tabi mükellefler için geçerlidir. Bununla birlikte;

  • Emeklilik şirketleri,
  • Türkiye'de kurulu mevduat bankaları,
  • Katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları,
  • Yurt dışında kurulu bu nitelikteki kuruluşların Türkiye'deki şubeleri ve finansal holding şirketleri,
  • Sigorta ve reasürans şirketleri,
  • Finansal kiralama, faktoring, finansman şirketleri ve tasarruf finansman şirketleri ile
  • 6362 sayılı Kanun kapsamında sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunan kurumlar

finansman gider kısıtlamasına tabi bulunmamaktadır.

Örnek: Öz kaynakları toplamı 800.000 TL olan (A) A.Ş.'nin aynı dönemde yabancı kaynakları toplamı 1.000.000 TL'dir. Bu döneme ilişkin toplam finansman gideri ise 100.000 TL'dir.

(1)

ÖZKAYNAK

800.000

(2)

YABANCI KAYNAK (KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR + UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR)

1.000.000

(3)

FİNANSMAN GİDER TOPLAMI

100.000

(4)

ÖZKAYNAĞI AŞAN KISIM: (2) - (1)

200.000

(5)

KKEG HESAPLAMASINDA DİKKATE ALINACAK ORAN (4) / (2)

20%

(6)

AŞAN KISMA İSABET EDEN FİNANSMAN GİDERİ (3) X (5)

20.000

(7)

KKEG OLARAK DİKKATE ALINACAK FİNANSMAN GİDERİ (6) X %10*

2.000

(*)Cumhurbaşkanınca belirlenen %10’luk oran

Finansman gideri kısıtlamasına tabi olan mükellefler, her bir geçici vergilendirme döneminin son günü itibarıyla finansman gider kısıtlaması öncesi Vergi Usul Kanununa göre çıkaracakları bilanço esas alınmak suretiyle öz kaynak ve yabancı kaynak mukayesesi yaparak finansman gider kısıtlamasına tabi olup olmayacaklarını tespit edeceklerdir. Finansman gider kısıtlaması ilk defa 2021 yılının birinci geçici vergilendirme dönemi itibarıyla dikkate alınacak, önceki yıllarda yapılan finansman giderleri için herhangi bir kısıtlamaya gidilmeyecektir.

Geçici vergilendirme dönemlerinde finansman gider kısıtlaması şartlarını taşımayanlar, şartların oluştuğu ilk geçici vergilendirme döneminden itibaren finansman gider kısıtlaması kapsamına alınacaktır.

Yıllık dönemde; hesap dönemi olarak takvim yılını kullanan mükelleflerde 31 Aralık tarihli bilanço, özel hesap dönemini kullanan mükelleflerde ise hesap döneminin son günü itibarıyla çıkarılacak bilanço esas alınacaktır.

Kısıtlama Kapsamına Giren Finansman Giderleri

Tebliğde hesaplamaya dahil edilmeyecek bir yabancı kaynak tanımına yer verilmemiş, bununla birlikte kapsama girmeyen gider ve maliyet unsurlarına ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

Finansman giderlerine ilişkin bir gider veya maliyet unsurunun gider kısıtlamasına konu edilmesi için bunların yabancı kaynak kullanımına ve bu kaynağın kullanım süresine bağlı olarak doğmuş olması gerektiği belirtilmektedir.

Teminat mektubu komisyonları, tahvil ihracı ile ilgili olarak yapılan baskı ve benzeri giderler ile ipotek masrafları gibi herhangi bir yabancı kaynak kullanımına bağlı olmaksızın yapılan giderler ile bir finansman gideri olmayıp finansman geliri azalması niteliğinde olan erken ödeme iskontoları veya peşin ödeme iskontoları finansman gideri kısıtlamasının kapsamı dışında bırakılmıştır.

Satış bedelinin belirli bir vade sonunda ödenmesine ilişkin olarak, mükelleflerin Vergi Usul Kanununa göre düzenlenen bilançolarında izlenen "satıcılar" vb. hesaplar için finansman gideri hesaplanmaması halinde bu işlemler için ayrıca ayrıştırma yapılarak satış bedelinin belirli bir kısmı gider kısıtlamasına tabi tutulmayacaktır. Söz konusu hesaplarda yer alan tutarların Vergi Usul Kanununun 280. maddesi kapsamında değerlemesinden kaynaklanan kur farkı giderleri ise finansman gider kısıtlaması kapsamında değerlendirilecektir. Buna göre, döviz cinsinden izlenen satıcılar ve benzeri hesaplar için hesaplanan kur farkları gider kısıtlamasına tabi tutulacaktır.

Kredi sözleşmelerine ilişkin olarak ödenen damga vergisi veya banka havale ücretlerine ilişkin ödenen banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV) gibi bir yabancı kaynağın kullanım süresine bağlı olarak doğmayan gider ve maliyet unsurları gider indirimi kısıtlaması uygulamasına tabi değildir. Bu giderlerden kredi faizleri üzerinden hesaplanan BSMV gibi bir yabancı kaynağın işletmede kullanım süresine bağlı olarak doğanların ise gider indirimi kısıtlaması uygulamasına konu edilecektir.

Grup İçi Firmalara Yansıtılan Kredilere ilişkin Finansman Gider Kısıtlaması

İşletmelerce banka vb. kurumlardan temin edilen kredilerin, bu işletmelerin üzerinde herhangi bir finansman yükü kalmaksızın grup şirketlerine aktarılması halinde, bu kredilere ilişkin finansman gideri, krediyi devralan ve fiilen kullanan şirket bünyesinde gider kısıtlamasına tabi tutulacaktır.

Finansman Gideri Yanında Finansman Gelirinin De Bulunması Durumu

Finansman giderlerinin yanı sıra finansman geliri de elde etmiş olanların gider kısıtlaması uygulamasında söz konusu gelir ve giderlerini birbiri ile mukayese etmek suretiyle netleştirmeleri mümkün olmayıp, finansman giderleri toplamının gider kısıtlamasına konu edilmesi gerekmektedir.

Kur Farkları

01.01.2013 tarihinden itibaren sağlanan yabancı kaynaklardan doğan kur farkı giderleri 2021 yılı kazancının tespiti de dahil olmak üzere döviz kurlarındaki değişim dikkate alınarak hesaplanan gerçek tutarları ile finansman gider kısıtlamasına konu edilecektir.

Yabancı para kurlarındaki düşüş veya yükselişler nedeniyle, geçici vergilendirme dönemleri itibarıyla kur farkı geliri veya kur farkı gideri söz konusu olabilmektedir. Aynı kaynağa ilişkin olarak bir hesap dönemi içindeki aynı veya farklı geçici vergilendirme dönemlerinde oluşan kur farkı gelir ve giderleri mahsuplaştırılarak işlem tarihi veya dönem sonu itibarıyla bu kaynağa ilişkin net kur farkı gideri doğması halinde bu tutar finansman gideri kısıtlamasında dikkate alınacaktır. Aynı dönem içinde olsa bile farklı yabancı kaynaklara ilişkin olarak oluşan kur farkı gelirleri ile kur farkı giderlerinin birlikte değerlendirilmesi mümkün değildir.

Temin edilen yabancı kaynağın mevduat vb. şekillerde değerlendirilmesi sonucu doğacak kur farkı geliri şirketin bilançosunun aktifinde yer alan bir varlığın değerlemesi sonucu oluştuğu için, yabancı kaynağa ilişkin kur farkı giderinden mahsup edilemeyecektir.

Örtülü Sermaye, Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Ve Binek Otomobillerde Gider Kısıtlaması Uygulamaları Nedeniyle KKEG Olarak Dikkate Alınan Finansman Giderlerinin Durumu

İşletmenin kullanmış olduğu yabancı kaynaklara ilişkin faiz ve kur farkı gibi giderlerden örtülü sermaye, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı veya binek otomobillerde gider kısıtlaması uygulamaları nedeniyle kurum kazancının tespitinde hali hazırda KKEG olarak dikkate alınmış olanlar finansman gider kısıtlamasına tabi tutarın hesabında dikkate alınmayacaktır.

Yıllara Sari İnşaat Ve Onarma İşleri İle Uğraşan Mükelleflerde Uygulama

Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işleri ile uğraşanların kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin finansman giderleri, işin kesin kar veya zararının tespit edildiği yıl kazancının hesaplanmasında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınacağından, gider kısıtlamasına ilişkin uygulama da aynı dönemde yapılacaktır.

Birden fazla inşaat ve onarma işinin birlikte yapılması veya yıllara sari inşaat ve onarma işlerinin yanı sıra başka işlerin de bulunması halinde, yapılan finansman giderleri hangi yılın kar veya zarar tutarının tespitinde dikkate alınıyorsa, o yılda gider indirimi kısıtlamasına konu edilecektir.

Öte yandan, finansman gider indirimi kısıtlamasına ilişkin hükümler 01.01.2021 tarihinden itibaren uygulanmak üzere yürürlüğe girdiğinden, bu tarihten önce mahiyet ve tutar itibarıyla kesinleşmiş olan ancak yıllara sari inşaat ve onarma işlerinin kazancı işin bittiği yılın kazancı olarak beyan edileceğinden henüz kurum kazancının tespitinde dikkate alınmamış olan finansman giderlerinin, inşaat ve onarma işi kazancının hangi yıl beyan edildiğine bakılmaksızın, gider indirimi kısıtlanmasına konu edilmemesi gerekmektedir.

Adi Ortaklıklarda Finansman Gider Kısıtlaması Uygulaması

Adi ortaklık bünyesinde yürütülen faaliyetten doğan kar veya zarar, adi ortaklığı oluşturan ortaklar tarafından hisseleri oranında kendi kazançlarına dahil edilerek vergilendirilmektedir.

Finansman gider kısıtlaması uygulamasında adi ortaklıklar, adi ortaklığı oluşturan ortaklardan ayrı bir birim olarak değerlendirilecektir. Adi ortaklığın finansman giderleri, adi ortaklığın ortakları tarafından doğrudan kendi finansman giderlerine dahil edilmeyecektir. Ancak, bilançolarında yabancı kaynak tutarı öz kaynak tutarını aşan adi ortaklıklarda, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kar payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10'u ortakların hisseleri oranında, verecekleri beyannamelerinde KKEG olarak dikkate alınacaktır.

SERMAYE ŞİRKETLERİNİN İKTİSAP ETTİKLERİ KENDİ HİSSE SENETLERİ VEYA ORTAKLIK PAYLARI

17.11.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7256 sayılı Kanun ile, tam mükellef sermaye şirketlerinin kendi hisselerini iktisap etmek suretiyle vergisiz bir şekilde kar dağıtımı yapmalarının önüne geçilmesi amacıyla, şirket karlarının dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın, belirli koşulların varlığına bağlı olarak tevkif yoluyla vergi alınmasına yönelik bir vergi güvenlik müessesesi ihdas edilmişti. (28.11.2020 tarihli, 2020/8 sayılı Rehberimiz.)

Sözü edilen Kanun düzenlemesine göre, tam mükellef sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetleri veya ortaklık paylarını;

  • Sermaye azaltımıyoluyla itfa etmeleri halinde, iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki fark tutar, sermaye azaltımınailişkin kararın ticaret sicilinde tescil edildiği tarih,
  • İktisap bedelinin altında bir bedel karşılığında elden çıkarmaları halinde, iktisap bedeli ile elden çıkarma bedeli arasındaki fark tutar, elden çıkarma tarihi,
  • İktisap ettikleri tarihten itibaren iki tam yıl içerisinde sermaye azaltımıyoluyla itfa etmemeleri veya elden çıkarmamaları halinde, iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki fark tutar, iktisap tarihinden itibaren iki tam yıllık sürenin son günü

itibarıyla dağıtılmış kar payı sayılacak ve bu tutarlar üzerinden %15 oranında vergi tevkifatı yapılacaktı. Bu kapsamında tevkif edilen vergiler herhangi bir vergiden mahsup edilemeyecekti.

Bu defa, işbu Duyuru konusu Tebliğde yukarıda belirtilen düzenleme ile ilgili uygulama usulleri aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:

  • Tam mükellef sermaye şirketlerinin kendi hisse senetlerini ve ortaklık paylarını iktisap ettikleri tarih itibarıyla herhangi bir vergilendirme işlemi yapılmayacak, bu tarih itibarıyla şirketlerin kendi hisse senedi veya ortaklık payı alımlarına ilişkin kayıt gerçekleştirilecek, bunun dışında kendi hissesini veya ortaklık payını satın alan şirket açısından Gelir Vergisi Kanunu (GVK)’nun 94. maddesine göre herhangi bir vergi kesintisi söz konusu olmayacaktır.
  • Söz konusu hisse senetlerini veya ortaklık paylarını elden çıkaran gerçek ya da tüzel kişinin hukuki niteliğine göre genel hükümler çerçevesinde vergilendirme yapılacaktır.
  • Tam mükellef sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetleri veya ortaklık paylarını sermaye azaltımıyoluyla itfa etmeleri halinde, iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki olumsuz fark, sermaye azaltımınailişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği tarih itibarıyla sermaye şirketleri nezdinde %15 oranında vergi kesintisine tabi tutulacaktır.
  • Tam mükellef sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetlerini veya ortaklık paylarını, iktisap bedelinin altında bir bedel karşılığında elden çıkarmaları halinde, iktisap bedeli ile elden çıkarma bedeli arasındaki fark tutar, elden çıkarma tarihi itibarıyla %15 oranında vergi kesintisine tabi tutulacaktır.
  • İktisap edilen hisse senetlerinin, iktisap bedelinin üzerinde bir bedelle elden çıkarması halinde ise, GVK’nın 94/4. maddesi uyarınca vergi kesintisi yapılmayacaktır.
  • Hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının, iktisap tarihten itibaren iki tam yıl içerisinde sermaye azaltımıyoluyla itfa edilmemesi veya elden çıkarılmaması halinde, iktisap tarihinden itibaren iki tam yıllık sürenin son günü itibarıyla, iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki fark tutarı üzerinden GVK’nın 94/4. maddesine göre %15 oranında vergi kesintisi yapılacaktır.
  • Sözü edilen hisse senetleri veya ortaklık paylarının, iktisap bedelinin üzerinde bir bedelle elden çıkarılması halinde ise, satış kazancının tamamı kurum kazancına dahiledilerek genel hükümlere göre vergilendirilecektir.

Yukarıda belirtilen düzenleme, 7256 sayılı Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlandığı 17.11.2020 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Buna göre, tam mükellef sermaye şirketlerinin 17.11.2020 tarihinden itibaren iktisap ettikleri kendi hisse senetleri ve ortaklık payları açısından bu düzenleme geçerli olacak, belirtilen tarihten önce iktisap edilmiş olan hisse senetleri veya ortaklık payları anılan düzenlemeye tabi olmayacaktır.

BORSA İSTANBUL PAY PİYASASINDA İLK DEFA İŞLEM GÖRMEK ÜZERE PAYLARI EN AZ %20 ORANINDA HALKA ARZ EDİLEN KURUMLARDA 2 PUAN İNDİRİMLİ ŞEKİLDE UYGULANACAK OLAN KURUMLAR VERGİSİ ORANI

17.11.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7256 sayılı Kanunla KVK’nın 32. maddesine eklenen 6. fıkrada, payları Borsa İstanbul Pay Piyasasında ilk defa işlem görmek üzere en az %20 oranında halka arz edilen kurumların paylarının ilk defa halka arz edildiği hesap döneminden başlamak üzere beş hesap dönemine ait kurum kazançlarına kurumlar vergisi oranının 2 puan indirimli olarak uygulanacağı hüküm altına alınmıştı. Bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, finansman şirketleri, ödeme ve elektronik para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketlerinin indirimli oran uygulamasından yararlanmaları mümkün bulunmamaktaydı. Konuyla ilgili açıklamalarımız ise 28.11.2020 tarihli, 2020/8 sayılı Rehberimiz’de yer almıştı.

Bu defa, işbu Duyuru konusu Tebliğ ile, yukarıda belirtilen kanun düzenlemesinin uygulaması hakkında açıklamalar yapılmaktadır. Buna göre, indirimli oranlı kurumlar vergisi uygulamasından yararlanılabilmesi için, payların Borsa İstanbul Pay Piyasasında maddenin yürürlük tarihinden (17.11.2020’den) sonra ilk defa halka arz ediliyor olması ve en az %20 oranında halka arzın gerçekleştirilmesi gerekmektedir.  %20’lik oranın hesabında halka arz edilen tutarla birlikte ulaşılan toplam sermaye tutarı dikkate alınacaktır. İndirimli oranlı kurumlar vergisi uygulaması süresiz olmayıp, ilk defa halka arzın gerçekleştiği hesap döneminden başlamak üzere beş hesap dönemi boyunca elde edilecek kurum kazançlarına uygulanacaktır. Halka arz şartının Kanunda öngörülen şekilde sağlandığı geçici vergilendirme döneminden itibaren kurumlar vergisi 2 puan indirimli olarak uygulanacak, halka arzın gerçekleştiği tarihe göre önceki geçici vergilendirme dönemlerinde kanuni oran üzerinden hesaplanan geçici vergiler için herhangi bir düzeltme yapılmayacaktır.

İndirimli oranlı kurumlar vergisi uygulamasından yararlanılabilmesi için en az %20 oranındaki halka açıklığın, ilk defa halka arzın gerçekleştiği hesap döneminden itibaren beş hesap dönemi boyunca korunması gerekmektedir. Bu şartın ihlal edilmesi halinde indirimli vergi oranı uygulaması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.

İndirimli oranlı kurumlar vergisinden yararlanan kurumların ilk defa halka arzın gerçekleştiği hesap döneminden itibaren beş hesap dönemi içerisinde tasfiyeye girmeleri veya devir ya da tam bölünme yoluyla infisah etmeleri halinde ise, indirimli vergi oranı uygulaması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.

2021 VE 2022 YILLARI İÇİN ARTIRIMLI OLARAK UYGULANACAK OLAN KURUMLAR VERGİSİ ORANI

22.04.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7316 sayılı Kanunla KVK’ya eklenen eklenen geçici 13. madde uyarınca, kurumlar vergisi oranının 2021 yılı vergilendirme dönemine ait kurum kazançları için %25, 2022 yılı vergilendirme dönemine ait kurum kazançları için ise %23 olarak uygulanması gerektiği hükme bağlanmıştı. Yine aynı Kanunla, sözü edilen düzenlemenin;

  • 01.07.2021 tarihinden itibaren verilmesi gereken beyannamelerden başlamak ve 01.01.2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemine (özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar için 01.01.2021 tarihinden itibaren başlayan hesap dönemine) ait kurum kazançları için geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği,
  • Bu oranların özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar için ilgili yıl içinde başlayan hesap dönemlerine ait kazançlara uygulanacağı

belirtilmişti.

Yukarıda belirtilen düzenleme ile ilgili açıklamalarımız ise 27.04.2021 tarihli, 2021/06 sayılı Rehberimiz’de yer almıştı.

İşbu Duyurusu konusu Tebliğ’de, 7316 sayılı Kanun düzenlemesine uygun olarak, geçici vergi oranın;

  • Hesap dönemi olarak takvim yılını kullanan mükelleflerde 001.2021tarihinden itibaren başlayan 2021 hesap döneminin ikinci geçici vergi döneminden itibaren %25 oranında,
  • Kendilerine özel hesap dönemi tayin edilmiş olan mükelleflerde ise 01.01.2021 tarihinden itibaren başlayan hesap dönemlerine ilişkin olarak 01.07.2021 tarihinden itibaren verilmesi gereken geçici vergi beyannamelerinde %25 olarak uygulanacağı

ifade edilmiştir.

Saygılarımızla. 

Dosyalar