Rehber: 2017/11
ÖNSÖZ
Şirketlerin ellerindeki nakit fazlasını değerlendirmek, uluslararası fırsatlardan yararlanmak ve uzun vadeli hedeflerini gerçekleştirmek gibi amaçlarla yurtdışı yatırımlar yaptıkları gözlenmektedir. Gelişen uluslararası ticaret ve sermaye hareketleri de yatırımcıların ilgilendikleri pazarlara doğrudan veya dolaylı yatırım yapmalarına imkân sağlamaktadır. Dolaylı yatırım konusunda ise holding şirketleri ön plana çıkmaktadır.
Holding şirketleri çok uluslu ticaret yapan şirketlerin en önemli yapılarının başında gelmekte ve uzun zamandır çok uluslu şirketlerin neredeyse tamamına yakını tarafından çeşitli amaçlar ile kullanılmaktadır. Dolayısıyla, holding şirketlerinin kurulacağı yerler ciddi önem arz etmektedir. Bir yatırımcının holding kuruluşu gerçekleştireceği ülke ile ilgili seçimini ise ekonomik, sosyal, hukuki altyapı ve finans kaynaklar yanında vergilendirme rejimi de yakından etkilemektedir.
Ülkeler de çok uluslu şirketler tarafından tercih edilen yer olabilmek adına çeşitli teşviklerin yer aldığı holding rejimlerini vergi mevzuatlarına dahil etmişlerdir. Bunlardan ön plana çıkanlar ise Hollanda, Malta, İsviçre, İngiltere, Singapur, İspanya, Hong Kong ve Lüksemburg gibi ülkelerdir. Ancak, bu ülkelerin yanında Belçika, Güney Kıbrıs ve Mauritius da diğer önemli holding rejimlerinin düzenlendiği ülkeler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Anılan ülkelerin ön plana çıkmasının en önemli nedeni, holding rejimleri kapsamında getirilen ciddi vergisel avantajlardır. İlgili ülkelere bakıldığında genelde çok sayıda vergi anlaşmalarına taraf olmalarının yanında yurtdışı iştiraklerden elde edilen kazançları vergiden istisna tuttukları ve buna ilaveten holding şirketleri tarafından yapılan kar dağıtımlarını ya düşük vergilendirmeye tabi tuttukları ya da söz konusu kar dağıtımından hiç vergi almadıkları görülmektedir. Bu ise, birçok şirketin bu tür vergilendirme rejimlerine sahip ülkelerde holding şirketi kurmalarına neden olmuştur.
Uluslararası vergi konusundaki son dönemdeki gelişmeler de holding rejimlerini doğrudan etkilemektedir. Bu kapsamda, OECD tarafından hazırlanan ve yürürlüğe konulan “Karın Aktarımı ve Matrahın Azaltımına İlişkin OECD Eylem Planı (OECD Base Erosion and Profit Shifting Action Plan-BEPS)” holding rejimlerini de çok yakından ilgilendirmektedir. O nedenle, mevcut ve gelecekte kurulacak holding yapıları açısından BEPS Eylem Planı ile ilgili tüm düzenlemelerin dikkate alınarak etki analizi yapılması ve buna uygun olarak mevcut holding şirketlerinin yeniden yapılandırılması ya da kurulacak holding şirketlerinin BEPS Eylem Planına uygun olarak oluşturulması faydalı olacaktır.
Diğer taraftan, tarihsel olarak bakıldığında Türk şirketlerinin özellikle yurtdışındaki holding rejimlerini etkin bir şekilde kullanamadıklarını görmekteyiz. Bunun ise, genel olarak, söz konusu uluslararası holding ve bunlara ilişkin vergi rejimlerinin Türk yatırımcıları ve şirketleri tarafından yeterince bilinmemesinden kaynaklandığını düşünmekteyiz. Bu rehberin amacı da özellikle yurtdışına yatırım yapmak isteyen şirketlere uluslararası holding rejimlerini tanıtmak ve potansiyel fırsatlardan faydalanmaları için önemli bir kaynak sağmaktadır. Ayrıca, Centrum Consulting tarafından hazırlanan bu rehberin vergi literatüründeki önemli bir eksikliği tamamladığına inanmaktayız.
Şirketimizce hazırlanan ve uluslararası holding rejimleri ile ilgili ülkemizdeki yegâne kaynak olan bu rehberin tüm Türk yatırımcı ve şirketlerine yararlı olması dileklerimizle.
Uluslararası Holding Rejimleri Rehberi’mize ulaşmak için lütfen linke tıklayınız.
Saygılarımızla.