Sizi Arayalım
Vergi Kanunları ile Muhtelif Kanunlarda Değişiklikler Öngören Torba Kanun Teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Sunulmuştur

DUYURU: 26.03.2022/32

Vergi Kanunları ile Muhtelif Kanunlarda Değişiklikler Öngören Torba Kanun Teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Sunulmuştur

25.03.2022 tarihinde TBMM'ye sunulan Kanun Teklifi ile Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu ile muhtelif kanun ve KHK’larda değişiklikler yapılması öngörülmektedir.

25.03.2022 tarihinde TBMM'ye sunulan "Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" ile vergi mevzuatında yapılması öngörülen değişiklikler aşağıda bilgilerinize sunulmaktadır.

Vergi Usul Kanunu’nda yapılması öngörülen düzenlemeler aşağıda özetlenmektedir;

I. Vergi Usul Kanunu (VUK)’un 4. maddesinde yapılması öngörülen değişiklik ile vergi dairesince VUK ve diğer Kanunlar kapsamında yapılan işlemlerde elektronik imza, mühür veya onay kullandırma, vergi daireleri tarafından düzenlenen ve vergi dairesince imzalanması gereken belgelerin bu daireler adına Gelir İdaresi Başkanlığınca elektronik ortamda imzalanması, mühürlenmesi veya onaylanmasına izin verme, elektronik imza, mühür veya onayın kullanım usul ve esaslarını düzenleme hususlarında Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir. Yine aynı maddeye eklenen fıkra ile vergi daireleri tarafından düzenlenen ve imzalanması gereken belgelerin, Gelir İdaresi Başkanlığınca elektronik ortamda imzalanması, mühürlenmesi veya onaylanması durumunda bu belgelerin vergi dairesi tarafından imzalanmış, mühürlenmiş veya onaylanmış sayılması önerilmektedir.

II. VUK’un 359. maddesinde yer alan suçlar bakımından soruşturma ve kovuşturma aşamasında da etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesine imkân sağlanmaktadır. Buna göre, maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, hesaplanan gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde fail hakkında verilecek cezada yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise üçte bir oranında indirim yapılması öngörülmektedir.

Ayrıca, tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda cezadan yarı oranında indirim yapılması öngörülmektedir.

Diğer yandan, failin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için vergi mahkemesinde dava açmaması, açmışsa feragat etmesi, kanun yollarına başvurmaması veya başvurmuşsa vazgeçmesi şartı aranmaktadır.

Maddede yapılan diğer bir düzenlemeyle, bu maddede yer alan suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinin uygulanacağı belirtilmektedir. Böylelikle, ceza miktarının belirlenmesinde zincirleme suça ilişkin koşulların esas alınması amaçlanmaktadır.

Öte yandan, vergi kaçakçılığı suçları ile ilgili maddede yer alan hapis cezalarının üst sınırı artırılmaktadır.

III. VUK’un 359. maddesinde yazılı suçlara ilişkin yürütülmekte olan soruşturma veya kovuşturmalarda mütalaaya konu fiilin, hakkında soruşturma veya kovuşturma yürütülen kişinin dışında başka bir kişi tarafından işlendiğinin veya başka bir kişiyle birlikte gerçekleştirildiğinin ortaya çıkması durumunda, bu kişi bakımından kamu davası açılması için rapor düzenlenmesi ve mütalaa verilmesi şartının aranmaması öngörülmektedir.

IV. VUK’a eklenmesi öngörülen geçici madde ile Kanun’un 359. maddesinde Teklifle yapılan düzenlemelerin, yargı mercileri önünde veya infaz aşamasında olan dosyalar bakımından uygulanabilmesine yönelik geçiş hükümleri getirilmektedir.

Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılması öngörülen düzenlemeler aşağıda özetlenmektedir;

I. Gelir Vergisi Kanunu’nun 41/1. maddesine eklenmesi öngörülen bent ile 5651 sayılı Kanun’un ek 4. maddesi uyarınca hakkında reklam yasağı kararı verilmiş olmasına rağmen, reklam yasağı getirilenlere reklam vermeye devam eden gelir vergisi mükelleflerinin bu harcamalarının vergi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmemesi öngörülmektedir.

II. Serbest meslek mükellefiyeti bulunan ve ayrı bir muayenehanesi ve organizasyonu bulunmaksızın faaliyetlerini özel sözleşmelere istinaden; özel sağlık kuruluşları ile vakıf üniversitelerine ait sağlık kurum ve kuruluşlarında yürüten diş hekimleri dahil hekimler ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan kişilerin serbest meslek erbabı olarak kabul edilmesi ve kazançlarının serbest meslek kazancı hükümlerine göre vergilendirilmesi önerilmektedir. Bu kapsamda, 5510 sayılı Kanun’un 4/1.b. maddesine göre sigortalı olarak aynı Kanunun ek 10. maddesi kapsamında çalışan hekimler serbest meslek erbabı olarak kabul edilecektir. Ücretli olarak çalışan hekimlerin gelirlerinin ise önceden olduğu gibi ücret hükümlerine göre vergilendirilmeye devam edilmesi öngörülmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yapılması öngörülen düzenlemeler aşağıda özetlenmektedir;

I. Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK)’nın 5/1-a.4. maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle maddede belirtilen yatırım fonlarından elde edilen kar paylarına ilave olarak katılma paylarının fona iadesi suretiyle elde edilen kazançların da istisna kapsamına alınması, ayrıca bu payların dönem sonu değerlenmesinden kazanç oluşması halinde bu kazançların da istisna tutulması önerilmektedir.

II. Kanunun 5/1-e. Maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, 5/1.a. maddesi kapsamındaki yatırım fonlarının katılma paylarının iki yıldan uzun süreyle elde tutulması halinde bu payların satışından doğan kazançların da %75 oranında istisna tutulması sağlanmaktadır.

III. Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı unvanını kullanmakla birlikte esas faaliyet konusu gayrimenkullerle ilgili portföy işletmeciliği olmayan mükelleflerin istisnadan faydalandırılmaması öngörülmektedir.

IV. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376. maddesi uyarınca sermayenin tamamlanmasına karar verilen şirketin ortakları tarafından zarar sebebiyle karşılıksız kalan kısmı kapatacak miktarda aktarılan tutarların kurum kazancının tespitinde dikkate alınmaması öngörülmektedir.

V. 5651 sayılı Kanun’un ek 4. maddesi uyarınca hakkında reklam yasağı kararı verilmiş olmasına rağmen, bunlara reklam vermeye devam eden kurumlar vergisi mükelleflerinin bu harcamalarının vergi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmemesi öngörülmektedir.

VI. Bankalar, 6361 sayılı Kanun kapsamındaki şirketler, elektronik ödeme ve para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketlerinin kurum kazançları üzerinden alınan kurumlar vergisi genel oranın kalıcı olarak %25 oranında uygulanması önerilmektedir.

Bu düzenlemeye bağlı olarak yukarda sayılan finans kuruluşlarının 2022 hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi oranının da %25 olarak uygulanması önerilmektedir.

Katma Değer Vergisi Kanunu’nda yapılması öngörülen düzenlemeler aşağıda özetlenmektedir;

I. Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 13/1.i. maddesi uyarınca istisna kapsamında teslim alınan konut veya iş yerinin bir yıl içerisinde elden çıkarılması halinde zamanında tahsil edilmeyen verginin, 6183 sayılı Kanun’un 48. maddesine göre hesaplanan tecil faiziyle birlikte tapu işleminden önce elden çıkaran tarafından ödenmesi gerekmekte olup yapılan değişiklik ile mevcut düzenlemede yer alan elden çıkarmamaya yönelik bir yıllık süre şartı üç yıla çıkarılmaktadır.

II. Mevcut düzenlemeye göre, imalat sanayine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında; asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle yüklenilen ve altı aylık dönemler itibarıyla indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisi altı aylık dönemleri izleyen bir yıl içerisinde, 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle yüklenilen ve yılsonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisi ise izleyen yıl içerisinde talep edilmesi halinde belge sahibi mükellefe iade edilmektedir. Öngörülen değişiklikle iade yönteminden istisna yöntemine geçilmesi ve turizm yatırımlarının da kapsama alınması, bu kapsamda imalat sanayi ile turizme yönelik yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere belge kapsamındaki inşaat işlerine ilişkin mal teslimleri ve hizmet ifalarının 31.12.2025 tarihine kadar katma değer vergisinden istisna edilmesi sağlanmaktadır.

Ayrıca, söz konusu maddede yer alan sürenin üç yıla kadar uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı’na yetki verilmektedir.

III. 6745 sayılı Kanunun 80. maddesi kapsamında teşviklerden yararlanmasına karar verilen ve bu kapsamda sera etkisi yaratan egzoz gazı salınımını tamamen ortadan kaldıracak teknolojilerin geliştirilmesi için münhasıran Türkiye'de gerçekleştirdikleri Ar-Ge faaliyetleri sonucunda geliştirdikleri elektrik motorlu taşıt araçlarını Türkiye’de imal eden mükelleflere bu araçların geliştirilmesine yönelik verilen ve yatırım teşvik belgesi kapsamında yer alan mühendislik hizmetleri 31.12.2023 tarihine kadar katma değer vergisinden istisna edilmektedir.

Vergi kanunlarında yapılması öngörülen değişikliklere ek olarak radyo ve televizyonlarda ayda en az doksan dakika süreyle yapılan uyarıcı ve eğitici mahiyetteki yayınlar arasına ekonomideki kayıt dışılığın azaltılması ve önlenmesi, mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunun sağlanması ve vergi bilincinin oluşturulması gibi konuların eklenmesi öngörülmektedir.

Meclis’e sunulan bu Kanun Teklifinde yapılması öngörülen düzenlemelere ilişkin olarak Komisyon çalışmaları ve/veya Meclis görüşmeleri sırasında değişiklikler veya eklemeler yapılması ihtimal dahilinde olup verilen Teklifin yasalaşmasıyla birlikte nihai kanun bilahare duyurulacaktır.

Söz konusu Kanun Teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan haline ulaşmak için tıklayınız.

Saygılarımızla.

Dosyalar