Uluslararası Vergi Bülteni: 18.06.2020/27
Uluslarararası vergilemenin dinamikleri, vergi otoriteleri tarafından birbiri ardına yürürlüğe konan uygulamalar sayesinde, özellikle son yıllarda büyük bir değişim halindedir. Bu durum doğal olarak da uzun zamandır yurtdışında yapılanması olan grupların, yıllardır süregelen pratiklerini değiştirmelerine ve getirilen ilave yükümlülüklerle birlikte hareket alanının kısıtlanmasına sebep olmaktayken; yurtdışına ilk defa yatırım yapmayı planlayan potansiyel girişimciler için ise akıllardaki soru işaretlerine bir yenisini daha eklerken, hedef ülkelerdeki iş ortaklarına ödenecek ilave maliyet kalemleri daha ortaya çıkarmaktadır. O veya bu şekilde, artık temel gerçek, getirilen her bir ilave zorunlu raporlama ve bildirim yükümlülüğü ile uluslararası otoriteler arasındaki bilgi değişimleri sayesinde, uluslararası vergileme ekseninde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı ve ‘vergilemede şeffaflık’ ilkesi dahilinde, eski zamanlarda oldukça geniş olan hareket alanının yavaş yavaş kısıtlanmaya başlayacağı aşikardır. Bu durumun, yatırımcıların eylem planlarında ne gibi değişiklere yol açacağına zaman içerisinde hep birlikte şahitlik edeceğiz ancak getirilen bu ilave yükümlülüklerin, ilk etapta uluslararası grup yapılanmalarının yeniden gözden geçirilerek, ihtiyaç ve hedefler doğrultusunda bu yapılarda sadeleşmeye yol açması beklenmektedir.
Uluslararası vergilemenin dinamikleri bu kadar kökten değişirken, Avrupa Birliği üye ülkeleri tarafından getirilen ve sınır ötesi vergi işlemlerinde zorunlu bilgi değişimi raporlama ve bildirim yükümlülüğü direktifi (Directive 2011/16/EU on mandatory automatic exchange of information in the field of taxation in relation to reportable cross-border arrangements) olarak da bilenen DAC6 (Directive of Administrative Cooperation) ile özellikle Avrupa Birliği coğrafyasında yatırımı olan veya bu bölgeye yatırım yapmayı planlayan yatırımcıları ne gibi değişikliklerin beklediğini anlatan bir yazı dizisi hazırlamak istedik. Bu yazı dizisinde, uluslararası vergilemede şeffaflık için yapılan çalışmalar, DAC6’nın ne anlama geldiği, ne gibi yenilikler getireceği ve raporlama kapsamına nelerin dahil olacağına ayrıntılı olarak değineceğiz.
Detaylara girmeden DAC6’nın uygulama takvimiyle ilgili de son bir not düşelim: Avrupa Birliği üye ülkelerinin oluşturduğu komisyonun (Coreper) 3 Haziran 2020 tarihinde gerçekleştirdiği toplantıda, dünyada yaşanan Covid-19 salgını dolayısıyla, DAC6 raporlamaları için, ilk planlanan takvimden maksimum 6 aylık bir erteleme önerisi gündeme gelmişti. Biz bu yazı dizisini hazırladığımız esnada, 19 Haziran 2020 tarihinde, Avrupa Parlementosu’nun da bu erteleme önerisi lehinde oy kullandığı bilgisini almış bulunmaktayız. Hangi üye ülkelerin erteleme opsiyonundan yana tavır takınırken, hangi üye ülkelerin belirlenen ilk takvimle devam edeceği önümüzdeki günlerde netlik kazanacakken, normal takvimde, raporlamanın başlanacağı periyod olarak belirlenen 1 Temmuz 2020 tarihinin bir süre için öteleneceği tabiidir. Ancak değişmeyen gerçek, en geç 6 ay sonunda olsa dahi, uluslararası vergilemede kaçınılmaz dönüşümün zorunlu olacağı ve sınırlar arası raporlama yükümlülüklerinin çok yakın zamanda hayatımıza gireceğidir.
- Vergi Şeffaflığı Kavramı ve OECD’nin Bu Yöndeki Çalışmaları
Vergi hukukunda ‘şeffaflık’ (tax transparency) kavramı, vergi kaçırma girişimlerini azaltmaya yönelik standartların oluşturulması ile bu standardı taraflar arasında bir anlaşma haline getirip otomatik bilgi paylaşımı yönünde ortak adım atmaya yönlendirmek için devletler üzerinde buna dair yükümlülüklerin belirlenmesidir.
Uluslararası arenada ise vergi şeffaflığı kavramı, özellikle 2008 global ekonomik krizinden sonra ülkelerin bütçe açıkları, kara para aklama ve terörizm finansmanıyla mücadele arayışları sonucunda, G20 üye ülkelerinin ortak girişimi neticesinde, “banka gizliliği döneminin kapanmasına” dair politikası ortaya konulmuş, 2009 yılında otomatik bilgi değişimi ve dolayısıyla ülkelerin vergi mükellefleri açısından düzenledikleri bildirim yükümlülüğü kurallarına dair önemli adımlar atılmıştır. Bankalar tarafından saklanan bilgilerin artık gizliliğe konu edilmeyecek olup uluslararası arenada bilgi değişimine konu edilmesi fikri, uluslararası vergileme alanında ilerleyen dönemde yaşanacak en önemli değişim ve dönüşüm sürecinin ilk adımı olmuştur. O döneme kadar uluslararası bankaların en büyük değeri konumundaki ‘sır’ların, artık sır değeri taşımayacak olması, gerek gerçek kişileri gerekse de kurumları bugünkü çözüm arayışlarına iten en önemli faktörlerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.
1990’lı yıllardan itibaren vergi şeffaflığı konusuna eğilen Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (“OECD”) bünyesinde 2000’li yılların başında kurulan Vergi Amaçlı Şeffaflık ve Bilgi Değişimi Küresel Forumu 2009 yılının Eylül ayında yeniden yapılanarak, vergi şeffaflığı konusunda milletlerarası standartların uygulanmasıyla ilgili çalışmaların merkezi olmuştur. 154 ülkenin katılım sağladığı Forum, G20 ve OECD desteğiyle vergi şeffaflığı konusundaki standartların belirlenmesi ve bilgi değişimi standartlarının işlevselliğini artırmak için gerçek lehtar (ultimate beneficial owner) bilgilerine erişim konusunda da çalışmalar yürütmekte, vergi amaçlı bilgi değişimi konusunda uluslararası düzeyde kararlaştırılmış standartların uygulanmasını teşvik etmektedir.
- Avrupa Birliği Aracılar İçin Zorunlu Bilgilendirme Yükümlülüklerine Dair Direktif
Dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alan 17 ülke yanında G20 üyesi olan Avrupa Birliği (“AB”) de vergi şeffaflığı konusunda düzenlenmesi planlanan standartların kabulü ve Üye Devletler’de de hayata geçirilmesi amacıyla 13 Mart 2018 tarihinde bir araya geldikleri ECOFIN Konsey toplantısında aracılar ve vergi mükellefleri için zorunlu bilgilendirme kurallarına dair bir anlaşmaya varmışlardır.
Anlaşma sonucunda ortaya konulan Aracılar İçin Zorunlu Bilgilendirme Yükümlülüklerine Dair 2018/822 no’lu Direktive ("Direktif") ile Vergi Alanında İdari İş Birliği Direktifinde (“DAC 6”) AB, birden fazla Üye Devlet’i veya bir Üye Devlet ile üçüncü bir ülkeyi içeren “agresif sınır ötesi vergi planlama düzenlemeleri” sunan aracıları hedefleyen “zorunlu bilgilendirme kurallarını” kabul etmiştir.
Avrupa Komisyonu’nun kanun teklifi sonucunda 5 Haziran 2018 tarihinde, aracı kurumlar için zorunlu bilgilendirme kuralları getiren DAC6 mevzuatında değişiklik yapılmış ve bu düzenleme ile Direktif’in son hali Avrupa Birliği Resmî Gazetesi’nde yayımlanarak 25 Haziran 2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Direktif’in gerekçesi, Üye Devletlerin “doğrudan gelir vergisi (gelir ve kurumlar vergisi) tabanlarını korumalarına ve vergi gelirlerini arttırmalarına yardımcı olma amacını ve zorunlu bilgilendirme yükümlülüğü ile daha adil bir vergi ortamının sağlanması amaçlarını içermektedir.
Söz konusu Direktif, Üye Devletlerin, en geç 31 Aralık 2019 tarihine kadar direktiflere uyum sağlayacak mevzuatı, düzenlemeleri ve idari hükümleri iç mevzuatında kabul etmesi ve resmî gazetelerinde yayımlamasını zorunlu kılmıştır. Buna uygun olarak İç mevzuata aktarılan hükümlerin, üye devletler ve Birleşik Krallık’ta 1 Temmuz 2020’den itibaren yürürlüğe girmesi planlandıysa da tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını sebebiyle, ilk planlanan takvim üzerinde bir erteleme ihtimali gündeme gelmiştir.
Bir sonraki yazımızda DAC6 kapsamında aracı (intermediary) kavramı, agresif vergi planlaması (aggressive tax planning) ve zorunlu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda uygulanacak yaptırımlara ilişkin bilgilere yer verilecektir.
Saygılarımızla,