Sizi Arayalım
7420 SAYILI KANUN REHBERİ (Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun)

REHBER: 10.11.2022/10

7420 SAYILI KANUN REHBERİ (Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun)

09.11.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “7420 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile, diğer kanunların yanı sıra muhtelif vergi kanunlarında önemli değişiklikler yapılmıştır. Sözü edilen Kanun’da yer alan vergisel düzenlemelere ilişkin Centrum tarafından hazırlanan Rehberaşağıda yer almaktadır.

07.10.2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'ye sunulan “Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile, büyük kısmı daha önce kamuoyu ile paylaşılan vergisel ve mali konulardaki yasal altyapının oluşturulmasını amaçlayan yeni düzenlemeler öngörülmüştü. (09.10.2022 tarihli, 101 sayılı Duyurumuz)

Bu defa, sözü edilen Kanun Teklifi, 09.11.2022 tarihli Resmi Gazete’de 7420 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunadıyla yayımlanmış bulunmaktadır.

Söz konusu Kanun’da yer alan düzenlemeler, detayları itibariyle aşağıda bilgilerinize sunulmaktadır.

Gelir Vergisi Kanunu’nda Yapılan Değişiklikler

Çalışanlara Günlük Belirli Bir Tutarı Aşmayan Yemek Bedeli Olarak Yapılan Ödemeler, Kullanım Amacına Bakılmaksızın Doğrudan Gelir Vergisi İstisnası Kapsamına Alınmıştır.

Mevcut uygulamaya göre, işverenler tarafından çalışanlara işyerinde veya müştemilatında yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatler gelir vergisinden istisna bulunmaktadır. İşverenlerce işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda ise, çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin ilgili yıl için belirlenen tutarı (2022 yılı için KDV hariç 51 TL'yi) aşmaması ve buna ilişkin ödemenin yemek verme hizmetini sağlayan mükelleflere yapılması şartıyla, sözü edilen ödemeler de istisna kapsamında değerlendirilmektedir.

Ödemenin bu tutarı aşması halinde aşan kısım ile hizmet erbabına yemek bedeli olarak nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ise ücret olarak vergilendirilmektedir. Ayrıca, yemek bedelinin yemek kartlarına/çeklerine yüklenmek suretiyle kullandırıldığı durumlarda, ilgili kart ve çeklerin yemek verme hizmeti sağlayan işletmelerde kullanılması kaydıyla, yemek bedelinin mevcut düzenlemede yer alan haddi aşmayan kısmı da gelir vergisinden istisna olmaktadır. Sözü edilen kart ve çeklerin yemek hizmeti vermeyen market gibi işletmelerde alışveriş yapılmasında kullanıldığı hallerde ise anılan istisnadan yararlanılamamaktadır.

Bu defa, 7420 sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu (GVK)’nın 23. maddesinin (8) no.lu bendinin parantez içi hükmü; “İşverenlerce, iş yerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 51 TL’yi aşmayan kısmı istisna kapsamındadır.” şeklinde değiştirilmiştir.

Yapılan bu değişiklik ile, personele iş yerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda yemek bedeli ödemesinin yemek verme hizmetini sağlayan mükelleflere yapılması şartı kaldırılmıştır. Böylelikle, yemek bedelinin çalışanların banka hesabına yatırılması ve çalışanlarca bu tutarların yemek hizmeti veren işletmeler dışında da kullanılması durumunda, anılan istisnadan faydalanılması mümkün olacaktır.

Söz konusu düzenleme, Kanun’un Resmi Gazete’de yayımını izleyen ay başından (yani, 01.12.2022 tarihinden) itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girecektir.

Çalışanlara Elektrik, Doğalgaz ve Isınma Amacıyla Yapılan Ödemelerin 1.000 TL’ye Kadar Olan Kısmı Gelir Vergisi ve Sigorta Priminden İstisna Edilmiştir.

7420 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, işverenlerce çalışanların elektrik, doğalgaz ve ısınma giderlerine karşılık olmak üzere mevcut ücretlerine ilave olarak aylık 1.000 TL’ye kadar yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi hesaplanmayacak ve sözü edilen ödemeler Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre prime esas kazanca dahil edilmeyecektir.

Buna göre, işverenler tarafından çalışanlara elektrik, doğalgaz ve ısınma giderlerine karşılık olmak üzere maddenin yasalaşarak yürürlüğe girdiği 09.11.2022 tarihi ila 30.09.2023 tarihleri arasında, mevcut ücretlerine/prime esas kazançlarına ilave olarak yapılan aylık 1.000 TL’yi aşmayan ödemeler prime esas kazanca dahil edilmeyecek olup, bu tutarlar üzerinden gelir vergisi de hesaplanmayacaktır.

Söz konusu düzenleme, Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlandığı 09.11.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Yurt Dışında İnşaat, Onarım, Montaj İşleri ve Teknik Hizmetlerde Çalışanların Ücretleri Gelir Vergisi İstisnası Kapsamına Alınmıştır.

GVK 23/1. maddesine (18) no.lu bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki (19) no.lu bent eklenmiştir.

"19. Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerde çalışan hizmet erbabına, fiilen yurt dışındaki çalışmaları karşılığı işverenin yurt dışı kazançlarından karşılanarak yapılan ücret ödemeleri."

Buna göre, yurtdışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerde çalışan hizmet erbabına, fiilen yurtdışındaki çalışmaları karşılığı, işverenin yurtdışı kazançlarından karşılanarak yapılan ücret ödemeleri gelir vergisinden (ve GVK’nın 23. maddesindeki ücretlere ilişkin kağıtlara tanınan istisna nedeniyle damga vergisinden) istisna olacaktır.

Söz konusu düzenleme, Kanun’un Resmi Gazete’de yayımını izleyen ay başından (yani, 01.12.2022 tarihinden) itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir.

Lisans Almaksızın Binaların Çatı ve Cephelerine Kurulan Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Dayalı Elektrik Üretim Tesislerinden Elde Edilen Elektrik Enerjisinin Son Kaynak Tedarik Şirketlerine Satışında Uygulanan Gelir Vergisi Muafiyeti Bakımından Geçerli Olan  25 kW Sınırı 50 kW’a Çıkarılmıştır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 9/1. maddesinin (9) no.lu bendi uyarınca, yenilenebilir enerji kaynaklarından en üst düzeyde istifade etme hedefi doğrultusunda elektrik enerjisi üretiminin teşvik edilmesi amacıyla, sahibi oldukları veya kiraladıkları meskenlerde, “Elektrik Piyasası Kanunu”nun 14. maddesi hükümlerine göre lisanssız yürütülebilecek faaliyetler kapsamında kurdukları, çatı ve cephe uygulamalı yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı ve kurulu gücü azami 25 kW olan, elektrik üretim tesisinden ürettikleri elektrik enerjisini son kaynak tedarik şirketlerine satan gerçek kişiler, gelir vergisinden muaf esnaf kapsamındadır.

Bu defa, GVK’nın yukarıda belirtilen 9/1-9 no.lu maddesinde yer alan “25 kW” ibaresi “50 kW” şeklinde değiştirilmiştir. Böylelikle, sahibi olunan veya kiralanan konutlarda halen 25 kW’lık sınır dahilinde sağlanmış olan vergi istisnasının üst sınırı 50 kW olarak yeniden belirlenmiştir.

Sözü edilen değişiklik, Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlandığı 09.11.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Gerçek Kişilere Tanınan Gelir Vergisi Beyannamesinde İndirim Konusu Yapılabilecek Bireysel Katılım Yatırımcısı İndirimi Tutarı Artırılmış ve 31.12.2022 Tarihinde Sona Erecek Olan Uygulama Süresi 31.12.2027 Tarihine Kadar Uzatılmıştır.

Halihazırda GVK’nın geçici 82. maddesi uyarınca, Hazine ve Maliye Bakanlığından lisans almış olan bireysel katılım yatırımcısı tam mükellef gerçek kişiler, belge tarihinden sonra iktisap ettikleri tam mükellef anonim şirketlere ait iştirak hisselerini en az iki tam yıl elde tutmaları şartıyla, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümlerine göre hesapladıkları hisselerin tutarlarının %75'ini yıllık beyannamelerine konu kazanç ve iratlarından hisselerin iktisap edildiği dönemde indirebilmektedir.

Araştırma, geliştirme ve yenilikçilik programları kapsamında projesi son beş yıl içinde desteklenmiş kurumlara iştirak sağlayan bireysel katılım yatırımcıları için bu oran %100 olarak uygulanmaktadır.

Yukarıda belirtilen ve uygulamada “Bireysel Katılım Yatırımcısı İndirimi” olarak adlandırılan düzenlemenin süresi 31.12.2022 tarihinde sona erecekti.

Bu defa, GVK’nın yukarıda belirtilen geçici 82. maddesinde yapılan değişiklik ile, gerçek kişilere tanınan ve uygulama süresi 31.12.2022 tarihinde sona erecek olan bireysel katılım yatırımcısı indirimi uygulamasının süresi, 31.12.2027 tarihine kadar uzatılmış ve ilgili yılda gelir vergisi beyannamesinde indirim konusu yapılabilecek olan azami tutar 1.000.000 TL’den 2.500.000 TL’ye çıkarılmıştır.

Sözü edilen değişiklikler, 01.01.2023 tarihinden itibaren elde edilen gelir ve kazançlara uygulanmak üzere, Kanunun Resmi Gazete’de yayımlandığı 09.11.2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nda Yapılan Değişiklikler

Kur Korumalı Hesaplardan Elde Edilen Gelirler İçin Sağlanan İstisnaların Geçerlilik Süresi 2023 Yılı Sonuna Kadar Uzatılmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK)’nın geçici 14. maddesinin 2, 3, 4 ve 5. fıkralarına göre, 2022 yılı sonuna kadar yabancı paralarını ve altın hesabı bakiyelerini TL mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm fiyatı üzerinden TL’ye çeviren mükelleflerin bu kapsamda açılacak olan mevduata/katılım hesaplarına tahakkuk ettirilecek faiz ve kar payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden istisna bulunmaktadır.

Bu defa, yabancı paraların ve altın hesabı bakiyelerinin TL mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm fiyatı üzerinden TL’ye çevrilebileceği son tarih 31.12.2023 olarak değiştirilmiş ve sözü edilen istisnanın süresi 1 yıl uzatılmıştır

Ayrıca, söz konusu istisnayı 31.12.2023 tarihine kadar her bir geçici vergi veya yıllık hesap dönemi sonu itibarıyla kurumların bilançolarında yer alan yabancı paralar için ayrı ayrı veya birlikte uygulatma konusunda Cumhurbaşkanı’na yetki verilmiştir.

Yukarıda belirtilen değişiklikler, Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlandığı 09.11.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Sermaye Azaltımında, Sermayenin Unsurlarına ve Bunların Sermayeye Eklenmesinden Sermaye Azaltımı Yapıldığı Tarihe Kadar Geçen Süreye Bağlı Olarak Vergilendirme Yapılacaktır.

Ekonomik ve ticari aktivitenin bir sonucu olarak sermaye şirketleri muhtelif nedenlerle sermayelerini azaltabilmektedir. Bunlardan en bilinenleri şirketlerin içinde bulundukları ekonomik ve finansal durum sebebiyle bir kısım sermayelerinin atıl kalması, geçmiş yıl zararlarının sermaye azaltımı suretiyle itfa edilerek bilanço ve mali tabloların daha sağlıklı hale getirilmesi veya sermayeye ilave esnasında vergilendirilmeyen bazı kaynakların sermaye azaltımı yoluyla işletmeden çekilmek istenmesidir.

Sermayesi, işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni veya nakdi sermayenin dışında diğer unsurları da barındıran şirketlerde sermaye azaltımının sermayenin hangi unsurlarından yapıldığı hususunda idare ile mükellefler arasında görüş ayrılıkları yaşanabilmekte, vergi kanunlarında bu hususu açıkça düzenleyen bir hüküm bulunmaması nedeniyle söz konusu durum zaman zaman yargı yoluna taşınan ihtilaf haline gelebilmekteydi.

Bu defa, yukarıda belirtilen sorunların önlenmesi amacıyla, KVK’na aşağıda detayları açıklanan “Sermaye azaltımında vergileme” başlıklı 32/B maddesi eklenmiştir. Böylelikle, sermayesi, işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni veya nakdi sermayenin dışında farklı unsurları da barındıran şirketlerin sermayelerini azaltmaları durumunda, sermayenin hangi unsurunun ne kadar tutarda azaltılmış olacağı ve azaltıma konu edilen unsurlar üzerinden nasıl vergileme yapılacağı hususları kanun düzeyinde açıklığa kavuşturulmuş olmaktadır.

Sermayeye Eklenen Öz Sermaye Kalemlerinin 5 Yıl Geçtikten Sonra Sermaye Azaltımına Konu Edilmesi

Kurumlar tarafından sermayeye eklenen öz sermaye kalemlerinin, sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıl geçtikten sonra herhangi bir şekilde sermaye azaltımına konu edilmesi durumunda, nakdi veya ayni sermaye ile sermayeye eklenen diğer unsurların toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespit edilecektir.

Söz konusu oranın tespitinde,

  1. Sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya sermaye hesabından başka hesaplara aktarımı kurumlar vergisine ve kar dağıtımına veya ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemlerinin,
  2. Sadece kar dağıtımına veya ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemlerinin,
  3. Başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni ve nakdi sermayenin

toplam sermaye içindeki payları dikkate alınacaktır. (Pro-rata hesaplama yöntemi)

Beş Tam Yıllık Süre Tamamlanmadan Sermaye Azaltımı Yapılması

Kurumların öz sermaye kalemlerini sermayeye ekledikleri tarihten itibaren beş tam yıllık süre tamamlanmadan önce sermaye azaltımı yapmaları durumunda, azaltımın sırasıyla yukarıda belirtilen (a), (b) ve (c) bölümlerindeki sermaye unsurlarından yapıldığı kabul edilecektir.

İşletmeden Çekilmede Öncelik Sırası

Sermaye azaltımında, öncelikli olarak sermayeye ilave edilen öz sermaye kalemlerinden, sermayeye eklenme tarihi beş tam yıllık süreyi geçmemiş olanların işletmeden çekildiği kabul edilecektir.

Sermaye Azaltımında Vergilendirme

Sermaye azaltımına konu olan öz sermaye kalemlerinden yukarıda yer verilen 2.1. no.lu bölümün;

  • (a) fıkrası kapsamında olanlar kurumlar vergisine ve vergi kesintisine,
  • (b) fıkrası kapsamında olanlar ise sadece vergi kesintisine

tabi tutulacaktır. Kurumlar vergisine ve vergi kesintisine tabi sermaye unsurlarında, kesinti matrahı hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan tutar olup, bu tutar üzerinden KVK’nın 15 ve 30. maddeleri ile GVK’nın 94. maddesi kapsamında kesinti yapılacaktır.

Geçmiş Yıl Zararlarının Mahsubu Suretiyle Sermaye Azaltımı

Geçmiş yıl zararlarının mahsubu suretiyle sermaye azaltılması durumunda, bu şekilde azaltıma konu edilen sermaye unsurları yukarıdaki 2.1., 2.2. ve 2.3. no.lu bölümlerdeki açıklamalara göre tespit edilecek; ancak bu tutarlar üzerinden 2.4. no.lu bölümde belirtilen “vergi kesintisi” yapılmayacaktır.

Yukarıda ayrıntılı olarak açıklama yeni düzenleme, Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlandığı 09.11.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

Vergi Usul Kanunu ve Diğer Bazı Kanunlarda Yapılan Değişiklikler

Elektrik, Su, Doğalgaz Gibi Abonelik Sözleşmelerinden Kaynaklanan Küçük Tutarlı İcra Takibinin Sonlandırılabilmesi Amacıyla, Bu Alacakların Değersiz Alacak Olarak Dikkate Alınabilmesine İzin Verilmiştir.

Vergi Usul Kanunu (VUK)’un “Değersiz alacaklar” başlıklı 322. maddesi uyarınca, kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar değersiz alacak kabul edilmektedir. Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler.

Bu defa, 7420 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesiyle, borçlusu gerçek kişi olan icra takibindeki bazı alacaklardan vazgeçilmesi durumunda bu alacakların VUK kapsamında değersiz alacak olarak kabul edileceğine ilişkin düzenleme yapılmıştır.

Yapılan bu değişiklik ile, önemli bir kısmı temel ihtiyaçlara tekabül eden elektrik, su, doğalgaz, telefon gibi abonelik sözleşmelerinden kaynaklanan küçük tutarlı borçların, icra takiplerinin sonlandırılmasını özendirmek amacıyla bu alacakların “değersiz alacak” kategorisine alınması ve işletme kayıtlarından çıkarılabilmesi amaçlanmıştır.

Buna göre, 15.08.2022 tarihi itibarıyla alacaklıların;

  • Borçlusu gerçek kişi olan ve
  • “İcra ve İflas Kanunu” ile “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun” uyarınca icra takibi başlatmış oldukları,
  • Her bir icra dosyası itibarıyla asıl alacak ve ferileri dahil icra takibi başlatıldığı tarihteki takip talebinde yer alan takip tutarı 2.000 TL’yi aşmayan alacaklar ile
  • Bu tutarın üzerinde takip başlamış olmakla birlikte 15.08.2022 tarihi itibarıyla dosyada yapılmış tahsilatlar nedeniyle bakiye takip tutarı 2.000 TL ve altına düşen alacaklardan

bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden 6. ayın sonuna kadar feragat ettiklerini belirtir dilekçeyle vazgeçerek icra takiplerini sonlandırmaları koşuluyla, takip konusu alacak VUK’un 322. maddesi kapsamında değersiz alacak olarak kabul edilecektir.

Bu kapsamda icra takibinden vazgeçilen alacaklar için;

  • Harçlar Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca icra takibinden vazgeçme nedeniyle alınması gereken harç ile
  • “Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanun”un 1. maddesinde düzenlenen harç

alınmayacaktır. Evvelce alınmış olan harçların iadesi ise söz konusu olmayacaktır. Sözü edilen hükümlerden yararlanılmak üzere takibinden vazgeçilen icra dosyaları ile ilgili olarak taraflar karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunamayacaktır.

Küçük alacak olarak, 15.08.2022 tarihine kadar icra takibi başlatılmış bulunan ve her bir takip dosyası itibarıyla asıl alacak ve ferileri dahil 2.000 TL ve altındaki alacaklar dikkate alınacaktır. Bu tutarın üzerinde takip başlatılmış olmakla birlikte aynı tarih itibarıyla takip bakiyesi bu tutar ve altına inmiş icra takipleri de küçük alacak kapsamında olacaktır.

Yukarıda belirtilen yeni düzenleme, Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlandığı 09.11.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Varlık Yönetim Şirketlerince Takip Edilen ve Belirlenen Tutarı Aşmayan (Küçük Tutarlı) İcra Takiplerinin Yarısının Hazine ve Maliye Bakanlığı Bütçesinden Karşılanarak Takibin Sonlandırılmasına İmkan Verilmiştir.

7420 sayılı Kanun’un geçici 3. maddesinde, varlık yönetim şirketlerince devir ve temlik alınan takipteki bazı alacakların tasfiyesine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Buna göre, Bankacılık Kanunu kapsamında faaliyet gösteren varlık yönetim şirketlerince, banka ve diğer mali kurum ve kuruluşlardan 15.08.2022 tarihi (bu tarih dahil) itibarıyla devir ve temlik alınan ve Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla anapara takip bakiyesi 2.500 TL ve altında bulunan bireysel nitelikli her türlü kredi sözleşmesinden kaynaklı alacakların anapara borç tutarının %50’si; kalan anapara, faiz, masraf, vekalet ücretleri ve benzeri alacakların takibinden feragat edilmesi şartıyla, Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinden Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna aktarılacak tutardan Fonun iştiraki olan varlık yönetim şirketi aracılığıyla ilgili varlık yönetim şirketine ödenecektir.

Yapılacak ödemeye bağlı olarak varlık yönetim şirketlerince kalan anapara tutarı ile alacak nedeniyle hesaplanmış faiz, masraf, vekalet ücretleri ve benzeri alacakların takibinden feragat edilecektir. Bu kapsamda tasfiye edilen alacaklar nedeniyle, Hazine ve Maliye Bakanlığından veya varlık yönetim şirketlerinden, vekalet ücreti, yargılama gideri ve benzeri başkaca bir hak ve alacak talebinde bulunulamayacaktır.

Tasfiye edilecek olan tutar, bir gerçek kişinin tüm varlık yönetim şirketlerine olan borç toplamı dikkate alınarak tespit edilecektir.

Kapsama giren alacaklara karşılık maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra varlık yönetim şirketlerince yapılmış tahsilatlar ise bu şirketlerce borçlusuna iade edilecektir.

Yukarıda belirtilen şekilde tasfiye edilen alacakların takibi nedeniyle alınması gereken harçlar da tahsil edilmeyecek ve Hazine tarafından yapılan ödemeler nedeniyle varlık yönetim şirketlerinin lehe aldıkları paralar üzerinden banka ve sigorta muameleleri vergisi ödenmeyecektir.

Söz konusu düzenleme, Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlandığı 09.11.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

Çek, Senet veya Kredi Kartı Borçları Sebebiyle Kara Listeye Alınanların 01.07.2023 Tarihine Kadar Borçlarını Ödemeleri veya Yapılandırmaları Durumunda, Kredi Kuruluşlarınca Olumsuz Sicil Kayıtları Dikkate Alınmayacaktır.

“Karşılıksız Çek ve Protestolu Senetler ile Kredi ve Kredi Kartları Borçlarına İlişkin Kayıtların Dikkate Alınmaması Hakkında Kanunu”na eklenen geçici madde ile, karşılıksız çıkan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer kredi borçlarını zamanında ödeyemedikleri için Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezine bildirilen kişilerin ve kredi müşterilerinin maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmesi (ödemesi geciken kısmı 01.07.2023 tarihine kadar ödemeleri veya yeniden yapılandırmaları) halinde geçmiş ödeme performanslarına ilişkin olumsuz kayıtların dikkate alınmayacağı hususunda düzenleme yapılmıştır.

Kredi kuruluşları ve finansal kuruluşların bu kapsamda sicil affından yararlanan müşterilerinin mevcut kredilerini yeniden yapılandırmaları veya yeni kredi kullandırmaları, bu kuruluşlara hukuki ve cezai sorumluluk doğurmayacaktır.

Söz konusu düzenleme, Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlandığı 09.11.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

“7420 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un Resmi Gazete’de yayımlanan orijinal haline bu link üzerinden ulaşabilirsiniz.

                                                                                                            Saygılarımızla.

Dosyalar